+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

İstanbul’da bugün kentin merkezinde kalsa da, bir zamanlar derelerle sulanan vadilerde bostancılıkla, bağcılıkla, bahçecilikle uğraşılırdı. Beşiktaş’taki bostanlık alanlardan biri de, Ihlamur Deresi’nin iki yanında uzanan geniş araziydi. Henüz Barbaros Bulvarı’nın yapılmadığı ve Dikilitaş mahallesinin güneye doğru büyümediği yıllarda, Ihlamur Kasrı’nın kuzeyinde hem Yıldız’a hem de Teşvikiye’ye uzanan yamaçlar tarım alanları ve meyve ağaçlarıyla doluydu. Muhtemelen Beşiktaş’ın meşhur Cumartesi Pazarı’nın da bu hat üzerinde kurulmasında, dere boyunca sağlı sollu uzanan bu bahçe ve bostanların büyük payı vardı.

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında konutlarla iç içe yaşayan bu tarım alanları, Ihlamur Kasrı civarında “bayramyeri” olarak bilinen yere kadar uzanır, hatta onun da ötesine geçerek Fulya’ya kadar devam ederdi. Kentin çoğu yerindeki bostanlarda olduğu gibi, burada da yetiştiricilik faaliyetleri çoğunlukla Arnavutlar tarafından yapılıyordu. Geniş arazi içinde farklı büyüklüklerdeki bahçelerin ve bostanların kendi sahipleri vardı ve bu yeşil alanlar, eğer yerel halk tarafından özel bir isimle tanımlanmamışsa, genelde sahiplerinin adları ile anılırdı.

Ihlamur Bostanları hakkında daha ayrıntılı bilgiler, buradaki bahçıvanlardan birinin oğlu olan ve hatıralarını Beşiktaş’ın Gizli Tarihi adlı kitabında toplayan Fuat Kökek’in belleğinde yaşamaya devam ediyor. Dolayısıyla, bu hatıralardan yüzyılın ortasında Ihlamur’da yaşamını sürdüren bostancıları da az çok tasavvur etmek mümkün. 1948’de dünyaya gelen Kökek’in anlatımına göre, babası Şaban’ın bostanı Mısırlıbahçe Sokak’taydı. Hemen yanlarında ise, kendileri gibi Arnavut göçmeni bir aileye ait olan Çıngıraklı Bostan vardı. Bu bostanlar Ihlamur Deresi’nin suyuyla beslenir, bazılarının sınırları içinde atlara ve eşeklere ayrılmış küçük ahırlar bulunurdu. Civarda tarım yapılan diğer alanlardan söz eden Kökek, hatıralarında Ihlamur Kasrı karşısındaki üç bostandan daha bahsetmişti. Bunlar, Deli Sırrı’nın Bostanı, Yarım Göt Şaban’ın Bostanı ve Kör Nazmi’nin Bostanı’ydı.

Ihlamur’daki bostanların komşuları arasında küçük çaplı mandıralar, oduncular ve nalbantlar da vardı. Ne de olsa, bahçecilik ve bostancılık işlerinde atlar önemli rol oynuyor, kimi zaman bostanın içindeki kuyudan su çekiminde kimi zamansa toplanan ürünlerin nakliyesinde kullanılıyorlardı. Bu bostanlar, 50’li yıllarda Cumartesi Pazarı’ndaki tezgahları renklendirmeye ve Beşiktaşlıların mutfaklarını doldurmaya devam ettiler. Ne var ki, Barbaros Bulvarı ile onun bağlantı yollarının ortaya çıkışıyla bölgedeki konutlar artmaya başladı, Ihlamur Deresi hızla kirlendi ve bostanlık alanlar yerlerini apartmanlara terk etmek zorunda kaldı.

Albrecht Berger, Dünden Bugüne Beşiktaş, ed. Nuri Akbayar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1998), 14-15, 106-107.
Duygu Güles K., Beşiktaş’ın Gizli Tarihi (İstanbul: Siyah Kitap, 2020), 24-25, 33-37, 52-53.
Ahmet Kaynar’la 23 Haziran 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ferhan Yadigar’la 25 Haziran 2021 tarihinde Heybeliada’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler