İstanbul’un çoğu yerinde olduğu gibi, Ortaköy’de de Arnavutlar tarafından işlenen tarım alanlarından biri, günümüzde üzerinde Pfizer İlaç Fabrikası’nın bulunduğu yerden Portakal Yokuşu yamacına ve Boğaziçi Köprüsü’nün ayağına kadar uzanan düzlükteydi. Eski Ortaköylülerin aktardıklarına göre, Kakanca isimli bir Arnavut çiftçiye ait bu geniş alanda, hem fulya bahçeleri hem de meyve ve sebze yetiştirilen bostanlar vardı.

Jacques Pervititch’in 1927 tarihli İstanbul haritalarının Ortaköy paftalarından birinde konumu ve büyüklüğü net bir şekilde görülen bu tarım alanının doğal sınırları, güneyinde Tramvay Caddesi, batısında Dereboyu Caddesi ve kuzeybatısına doğru uzanan Portakal Yokuşu’yla çizilmişti. Bugün Boğaziçi Köprüsü’nün ayağının bulunduğu kuzeydoğusunda ise Zekiye Sultan’a ait bir arazi vardı. Güneybatısındaki Hüsrev Kethüda Hamamı’nın iki tarafında uzanan dükkanlar ve tütün depoları dışında, arazinin çevresi bomboştu.

Her baharda açan çiçeklerinin kokusu bölgeyi saran fulyalar, patlangaç yapmak için tırmanılan çitlembik ağaçları, taptaze patlıcanlar, domatesler, yeşillikler ve daha nicesi, buradaki tarlalarla ilgili en son 50’li yılların başında dünyaya gelen Ortaköylülerin hatıraları olarak kaldı günümüze. 1957 yılında faaliyete giren Pfizer İlaç Fabrikası, bu tarım alanının güney kısmına inşa edildi. Arkasına ise, yaklaşık 20 yıl kadar açık kalan belediyenin kurduğu mütevazı bir pazaryeri.

Kakanca’nın tarlasından geriye bir sokak ismi dahi kalmadı. Aslında Pfizer firması Türkiye’deki ilk yıllarında çeşitli hizmet ve mal alımları için gazetelere verdiği ilanlarında, adres olarak “Muallim Naci Caddesi Bostan Çıkmazı” ifadesini kullanıyor, Bostan Çıkmazı adlı sokak yüzyılın ortasına kadar burada yaşayan bostanlara gönderme yapıyordu. Ne var ki, günümüzde artık böyle bir sokak bile yok.

Ehat Can’la 24 Aralık 2020 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zafer Ertan’la 10 Aralık 2021 tarihinde Mecidiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.