Beşiktaş’ın yerleşim alanının merkezinde, konutlarla iç içe bulunan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar yaşamayı başaran bostanlardan biri, hemen yanındaki mescitle aynı isme sahip Kaptan İbrahim Ağa Bostanı’ydı. İbrahim Ağa, 1622’de burada inşa ettirdiği mescit, mektep ve dükkanlarla muhitin gelişimine katkıda bulunmuş ve yalnızca yapılara ve bostana değil, tüm bu bölgeye ismini vermişti.

Jacques Pervititch’in 1922 tarihli İstanbul haritalarının Beşiktaş paftalarından birinde görüldüğü gibi, bostan neredeyse bir adanın tamamını kaplayacak kadar büyüktü. Batısında Sarkis Balyan’ın 1875’te inşa ettiği Akaretler Sıraevleri, güneyinde ve doğusunda ise dükkanlar sıralanıyordu. Bostanın girişi kuzey tarafındaydı. Eski ismi Kaptan İbrahim Ağa Sokak olan günümüzdeki Sinan Paşa Köprü Sokak’tan içeri giriş için geniş bir açıklık bırakılmıştı. Yüzyılın ortasına doğru bostandaki tarımsal faaliyetler sona erince, bu geniş alanın zeminine beton döküldü ve bir kısmına binalar inşa edildi. Geriye kalan açık bölüm ise, eski bostanla aynı yerden içeri girilen bir otoparka dönüştürüldü. Günümüzde bu alanda yaşayan uzun ağaçlar, eski bostanlığa en azından yeşil bir görüntü vermeye devam ediyorlar.

Anılcan Sıçrayık, İstanbul’da Eski Eser Tahribi (1908-1938) (Yüksek Lisans Tezi, TC Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2019), 375-391.
Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler (Yüksek Lisans Tezi, TC Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010), 36-37.