Halet Çambel, ömrünün önemli bir bölümü Beşiktaş’ta geçen bilim insanlarından biriydi. 1916’da Berlin’de dünyaya geldi. İlk öğrenimini İsviçre ve Avusturya’da tamamladıktan sonra ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldi. Ortaokul ve lise eğitimini Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde aldı, ardından Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde arkeoloji okudu.
Türkiye’ye döndükten sonra katıldığı ilk kazı, Fransız Arkeoloji Enstitüsü’nün Afyon’da yürüttüğü Yazılıkaya Kazısı’ydı. 1946’da ise arkeolog Helmuth Theodor Bossert ile birlikte Adana-Kayseri arasında yer alan Karatepe’de yaptığı çalışmalarla insanlık tarihine ışık tutacak çok önemli bulgulara ulaştı. Buradaki çalışmaları kapsamında ortaya çıkan bulgularla Hitit hiyeroglifleri ile Fenike yazısının birlikte kullanıldığı keşfedildi ve Hitit dilinin çözülmesi mümkün hale geldi. Ayrıca Çambel, Karatepe’de bir açık hava müzesinin kurulmasına da ön ayak olarak Türkiye’de arkeolojik sit alanında koruma ve konservasyon çalışmaları yapan ilk arkeologlardan biri oldu. Karatepe’nin yanı sıra, Ergani’de Çayönü Höyüğü kazısını ve Siirt-Urfa arasında Türkiye’nin ilk çok disiplinli yüzey araştırmasını yürüttü ve İstanbul Üniversitesi’nde Prehistorya Kürsüsü’nü kurdu.
Çambel, aynı zamanda Türkiye’nin Olimpiyat Oyunları’na katılan ilk milli kadın sporcularından biriydi. Kürek, okçuluk, judo ve biniciliğe olan ilgisinin yanında, Beşiktaş JK’nın profesyonel bir eskrimcisiydi ve henüz 20 yaşındayken, Suad Fetgeri Aşeni’yle birlikte 1936 Berlin Olimpiyatları’nda eskrim dalında Türkiye’ye temsil etmişti. Çambel, 2012 yılında BBC Türkçe’ye verdiği röportajda, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okurken eskrimle nasıl tanıştığını şöyle anlatmıştı:
"...Birinci Dünya harbi çocuğuyken çok zayıftım. Hep bana ölecek gibi bakarlardı. Üst üste kazaklar ve yün çoraplar giydirirlerdi. Ben de böyle olmayacak diye evden gizlice okulda üzerimdeki kalın giysileri çıkartıp kendimi güçlendirmeye karar verdim. Ve bu arada spor yapmaya başladım. Okuduğum Almanca kitaplarda şövalyeler dönemi beni etkiledi. Eskrime bu nedenle başladım. O zaman okulda halk oyunları, dans gibi çeşitli etkinlikler vardı ama ben eskrimi seçtim. Hocamız Nadoski adında Beyaz Rus subayı idi."
Çambel’in ailesi, 1930’ların başında Arnavutköy’deki Kırmızı Yalı olarak bilinen yalıyı satın aldı. Halet Çambel, eşi Nail Çakırhan’la birlikte uzun yıllar bu yalıda yaşadı ve 2004 yılında yalıyı Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladı. Bugün “Halet Çambel Yalısı” olarak anılan bu yalıda, 2014 yılında hayata gözlerini yumdu.