+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Selim Palavan 1909 yılında Ahıska’da dünyaya geldi. Beş yaşındayken ailesiyle birlikte Odesa’ya göç etti ve liseye kadar öğrenimini bu kentte sürdürdü. 1927’de girdiği Odesa Yüksek Mühendis Okulu’ndan 1931’de yüksek makine mühendisi olarak mezun oldu. 1931-1934 aralığında Kafkasya Pamuk Enstitüsü’nde makine teorisi üzerine dersler verdi ve mühendis olarak SSCB Sanayi Bakanlığı bünyesinde çalıştı. Dizel motorlar üzerine uzmanlaşmaya karar verse de, kısa bir süreliğine akademiden ayrıldı ve gemilerde çarkçı olarak çalıştı. Bu deneyim, 1935 sonrasında kariyerini denizcilik üzerine devam ettirmesine vesile oldu ve Odesa Üniversitesi’nde 1940 yılında doçentliğe terfi etti. Selim Palavan’ın 1879’da doğan babası Prof. Dr. Haydar Palavan ise Odesa Tıp Fakültesi’nde okumuş, mikrobiyoloji ve kuduz hastalıkları üzerine uzmanlaşmıştı.

Selim Palavan öğretim üyeliği sırasında öğrencisi olan Meryem Hanım’la evlendi ve çiftin Gülnar isimli bir kızı oldu. 1943 yılında tüm ailesiyle birlikte önce Bükreş’e, ardından İstanbul’a göç etti ve Maçka’daki bir apartmanın bodrum katına yerleşti. Odesa’daki yaşam koşullarının çok gerisinde sayılabilecek bu yeni yuva, Palavan ailesinin uzun yıllar geçireceği yeni memleketlerinin Beşiktaş’taki ilk durağıydı. Prof. Dr. Haydar Palavan Kadırga’daki Kuduz Hastanesi’nde başhekim yardımcısı olarak çalışmaya başlarken, Doç. Dr. Selim Palavan ise Maçka’daki Yüksek Mühendis Mektebi Motorlar Kürsüsü’nde öğretim üyesi olmuştu. Kurumun İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) dönüşümüyle Selim Palavan aynı kürsüde profesör unvanı aldı ve 27 Mayıs Darbesi’nin ardından üniversiteden uzaklaştırılıncaya dek, bu çatı altında Makine Fakültesi Motorlar Enstitüsü Müdürlüğü, Makine Şubesi Öğretim Üyeliği, Makine Fakültesi Ziraat Makineleri Muayene ve Araştırma Merkezi Uzmanlığı gibi görevler üstlendi.

Akademiye döndükten sonra İTÜ Gemi İnşaatı Fakültesi’nde çalışmaya devam eden Prof. Dr. Selim Palavan, 70’li yıllarda Eskişehir’de, İzmir’de ve Kayseri’deki yükseköğretim kurumlarında derslere girdi. Kariyeri boyunca ders verdiği öğrencileri arasında Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Turgut Özal gibi ülke yönetiminde söz sahibi olan siyasetçiler de vardı. Gençlik yıllarından beri piyano çalan ve bir satranç ustası olan Prof. Dr. Palavan, ömrünün son dönemini 4. Levent’te geçirdi. Türkiye’ye geldiği 1943 yılında İstanbul Satranç Derneği’ne girmiş ve 1943-1946 arasında ardı ardına 3 yıl İstanbul Şampiyonu olmuştu. Mühendislikteki uzmanlığı ve kaleme aldığı akademik yayınların yanında, satrançla ilgili önemli Rusça eserleri Türkçeye çevirmiş ve kendisi de bu alanda kitaplar yazmıştı.

İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Türkiye’nin ilk namağlup satranç şampiyonu ve sıkı bir Beşiktaş JK taraftarı olan Prof. Dr. Selim Palavan, 25 Aralık 1995’te hayata gözlerini yumdu.

Behiç Besler, “İstanbul Satranç şampiyonu Selim Palavan kimdir”, Türkiye Satranç Mecmuası, s. 1 (1944).
Furkan Fıratlı, “Muhacerette Ahıskalı Baba-Oğul İki Bilim Adamı”, Bizim Ahıska, s. 36 (2014): 36-39.
Erol Kuntsal ve M. Alev Silahtar’la 12 Ocak 2022 tarihinde Konaklar’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler