Beşiktaş’ın Sinanpaşa, Çırağan, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy ve Bebek gibi Boğaziçi’ne kıyısı olan semtlerinin çocukları denizle iç içe büyüdüler. Evlerinin, okullarının, mahallelerinin kapıları Boğaz’ın henüz kirlenmemiş mavi sularına açılırken, onlara da aynı zamanda pek çok çocuğa nasip olmayacak uçsuz bucaksız bir oyun, eğlence ve doğal spor alanı sundu. Bugün hayalini dahi kurmak zor olsa da, pek çok eski Beşiktaşlı, yüzmeyi Kaymakamlık Bahçesi’nde, Hayrettin İskelesi’nde, Kum Depoları çevresinde, Çırağan’daki Üçgen’de, Çilingoz Adası’nda, Melek Hanım’da, Defterdar’da, Kuruçeşme Adası’nda, Akıntıburnu’nda, Çamlıbahçe’de, Yalıboyu’nda öğrendi.
İlk kulaçlarla başlayan suyun üzerinde kalabilme mücadelesi, zamanla iskele ayaklarından midye toplamaya, oltayla kocaman balıklar tutmaya, sandalların küreklerine asılmaya doğru evrildi. Akıntının ne taraftan geldiğini tespit etmek de, seferden dönüşte sandalı rıhtımdaki babaya bağlamak da, toplanan midyelerin yakılan ateş üzerinde açılmalarını beklemek de, denizden gelen bu oyun kültürünün ve paha biçilmez tecrübelerin birer parçasıydı.
Boğaziçi’nin akıntılarından, midyelerinden, balıklarından, sandallarından söz etmişken, Beşiktaş’ın Boğaz suyuyla doldurulan havuzlarını da unutmamak gerekir. Her ne kadar Dolmabahçe’den Aşiyan’a kadar uzanan bir sahil hattı olsa da, Beşiktaşlılar 1940’lar itibariyle üç yüzme havuzuna da sahiplerdi. Çırağan’daki Şeref Stadı Havuzu ile Ortaköy’deki Lido ve İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün havuzları, Beşiktaşlı çocuklara başka yüzme alternatifleri de sunan diğer değerli alanlardı.
Kimileri ömür boyu iyi yüzücüler oldu, kimileri Boğaz’ın sularında başlayan beden gelişimlerinin meyvesini ilerleyen yaşlarında yedi. Birçoğu deniz taşıtlarını yakından tanıdı, hangi balığın nasıl avlanacağını veya hangi mevsimde daha yağlı olacağını çocukluğunda öğrendi. Bazılarıysa, erken yaşlarında bir gün serinlemek ya da arkadaşlarıyla eğlenmek için açıldıkları sulardan bir daha geri dönemedi ve Boğaz’ın mavi akıntıları arasında bu dünyadan göçüp gittiler…
“Zavallı bir genç boğuldu”, Cumhuriyet, 01.08.1935.
“Boğulmaktan zor kurtuldular”, Cumhuriyet, 14.04.1936.
“Altı çocuk denize düştü”, Cumhuriyet, 25.05.1937.
“Çocuklar sandal gezintisi yapmamalıdır”, Haber, 08.07.1937.
“Denizde bir kaza”, Cumhuriyet, 13.05.1940.
“Bir çocuk boğuldu”, Son Telgraf, 13.05.1940.
Vartaris ve Silva Benlioğlu’yla 12 Ocak 2018 tarihinde Kurtuluş’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Nigar Nigar Alemdar’la 15 Ocak 2018 tarihinde Bebek’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ahmet Murat’la 16 Ocak 2018 tarihinde Vişnezade’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zafer Arapkirli’yle 9 Şubat 2018 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Süha Karamanoğlu’yla 17 Eylül 2020 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Mustafa Kesim’le 6 Ocak 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Murat Dağlı’yla 18 Şubat 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Erdoğan Agan’la 12 Mart 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Haçik Gökçeoğlu ve Aret Taşçıoğlu’yla 25 Mart 2021 tarihinde Mecidiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Müjdat Yetkiner’le 2 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ahmet Kaynar’la 23 Haziran 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Turgut Vidinli’yle 14 Eylül 2021 tarihinde Sinanpaşa’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Haluk Yiğiter’le 12 Ekim 2021 tarihinde Bebek’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zafer Ertan’la 10 Aralık 2021 tarihinde Mecidiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Şeref Yılmaz’la 13 Ocak 2022 tarihinde Şişli’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.