Oyuncak çeşidinin sınırlı, otomobil trafiğinin ise hayli az olduğu 1970 öncesinde, tıpkı başka yerlerde de görüldüğü gibi, çocukluğunu Beşiktaş’ta geçirenlerin yaz dönemlerinde keyifli birer oyun ve gezinti araçları vardı: patenler ve patinajlar. Otomobillerin ve tramvayların seyrek işlediği yollarda, pek çok çocuk güvenle bisiklet sürebiliyor, korkusuzca yaşadıkları mahallelerin sınırlarını aşabiliyorlardı. Patenler ve patinajlar ise, kısmen daha sınırlı bir alanda fakat aynı güven ve keyif içinde, kalabalık gruplar halinde gezmeyi sağlayan diğer araçlardı.
Patenler, günümüzdeki rengarenk tasarımlarının henüz uzağında olsalar da, iki veya dört tekerlekli, bilekten bağlanan kayışlarıyla aşağı yukarı bugünkü patenlerle benzer özellikler taşıyorlardı. Patinaj denen aletler ise, aslında iki tekerleğe ve bir direksiyona sahip, insan gücüyle hızlanan ve ayakta seyahat edilebilen trotinetlerdi. Patenler, ya bazı bisikletçiler tarafından üretilir ya da yurtdışından gelen bir misafirden sipariş edilirdi. İkili ilişkiler sayesinde, bunları bazı mahallelerde yaşayan Avrupalılar ve Amerikalılardan edinmek de mümkündü. Patinaj ise, yüzyılın ortasında adeta yaratıcı bir zeka, becerikli bir usta ve elden çıkma ahşap ve demir parçaların bileşiminden ortaya çıkan özgün bir eserdi. Özellikle otomobil tamirhanelerinin, bisikletçilerin ve inşaat malzemelerinin bol olduğu yerlerde, kıvrak zekalı çocuklar buldukları ahşap plakaları, demir parçalarını, bilye ve rulmanları bir araya getirir, böylece kendi patinajlarını imal ederlerdi.
Her mahallede patenle ve patinajla keyif içinde gezebilecek düz yollar ve yokuşlar mutlaka bulunurdu. Örneğin Bebekliler kalabalık gruplar halinde Emirgan ve Tarabya’ya kadar gidip gelir, Arnavutköylüler Kireçhane Sokağı’ndan aşağıya sallanır, Leventliler Nispetiye Caddesi’nde ve 52 Yokuşu’nda gezinir, bazılarıysa 1958 sonrasında Barbaros Bulvarı’nın tepesinden Beşiktaş sahiline doğru yarışırdı. Ne var ki, zaman içinde paten ve patinajla gezilen yollar motorlu araçların egemenliğine terk edildi. Sonraki kuşağın çocukları belki bir süre daha mahalle aralarında bu keyfi yaşasalar da, yüzyılın son çeyreğinde bu gelenek Beşiktaş mahallelerinde tarihe karıştı.
Nigar Alemdar’la 15 Ocak 2018 tarihinde Bebek’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Süha Karamanoğlu’yla 17 Eylül 2020 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Müjdat Yetkiner’le 2 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Savaş Kıroğlu’yla 22 Mayıs 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ahmet Kaynar’la 23 Haziran 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Haluk Yiğiter’le 12 Ekim 2021 tarihinde Bebek’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.