+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Deniz kenarında büyüyen pek çok çocuğun sevdiği yiyeceklerden biri midye, onu sınırlı olanaklarla pratik bir şekilde yenebilecek hale getirme yöntemi ise teneke üstüne koyup pişirmektir. Yaygın kullanılan tabirle “teneke üstü midye” diye anılan bu keyifli, lezzetli ve doyurucu midye pişirme tarifi, yakın zamana kadar Dolmabahçe’den Bebek’e uzanan sahil hattında yetişen Beşiktaş’ın çocuklarının da yaz eğlencelerinden biriydi. En azından, bir zamanlar berrak sularında yüzülen ve kocaman midyelere ev sahipliği yapan Boğaziçi’ne yetişebilenler…

O güçlü akıntıların beslediği, iskele ayaklarına ve rıhtım taşlarına yapışmış kocaman midyelere yetişemeyenler için, bu pratik yöntemi tarif etmek gerekir. Her şeyden evvel, hem toplanacak midye hem de onları yiyecek çocuk sayısı çok olduğu için, denize atlamadan önce bir torba bulunur. Kıvrak bir hareketle dibe dalındığında, taşlara yapışık halde avcıyı bekleyen yüzlerce midye tek tek, bazen bir bıçak yardımıyla, sökülür ve torbaya doldurulup kıyıda bekleyen arkadaşlara teslim edilir.

Önce gözü, sonra karnı doyuracak kadar midye karaya çıkarıldığında, ateş yakmaya yetecek kadar çalı çırpı toplanır ve dörtgen bir teneke parçası temin edilir. Çoğu zaman bir peynir veya yağ tenekesinden kesilmiş, muhtemelen paslanmış fakat ihtiyacı karşılamaya yetecek bu parçaya birkaç delik açılır, ardından üç ya da dört tane taşın üstüne konur. Taşların arasındaki çalı çırpı tutuşmaya başladığında, tenekenin üstüne dizilen midyeler de önce köpürmeye, ardından çıtırdayarak açılmaya başlarlar. Bundan sonrası ise, elbette onları keyifle mideye indirmektir.

Bu eğlenceli, lezzetli ve doyurucu geleneğe dair detayları, dipten midyeyi çıkarken veya onu pişirirken dikkat edilmesi gereken hususları, belki de püf noktaları, bir zamanların Çırağanlı, Kuruçeşmeli, Ortaköylü, Arnavutköylü, Bebekli çocuklarından dinlemek lazım. Burada kısa bir tarifi verilmeye çalışılan Boğaz’ın leziz midyeleri de, o midyelerin mahir avcıları da, ne yazık ki artık sadece onların belleklerinde yaşıyor…

Tan Morgül, “Tenekeden Sofraya: Midye Günleri”, Radikal, 23.01.2012.
Vartaris ve Silva Benlioğlu’yla 13 Ocak 2018 tarihinde Kurtuluş’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zafer Arapkirli’yle 9 Şubat 2018 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Süha Karamanoğlu’yla 17 Eylül 2020 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Mustafa Kesim’le 6 Ocak 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Nasuh Mahruki’yle 19 Mart 2021 tarihinde Etiler’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Haçik Gökçeoğlu ve Aret Taşçıoğlu’yla 25 Mart 2021 tarihinde Mecidiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Müjdat Yetkiner’le 2 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ahmet Kaynar’la 23 Haziran 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rıdvan Akar’la 10 Ağustos 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Haluk Yiğiter’le 12 Ekim 2021 tarihinde Bebek’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zafer Ertan’la 10 Aralık 2021 tarihinde Mecidiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Şeref Yılmaz’la 13 Ocak 2022 tarihinde Şişli’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler