+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

İstanbul’un ilk modern stadyumu 1947’de Dolmabahçe’de kapılarını açtı. Yüzyılın ilk yarısı boyunca, başta futbol olmak üzere birçok sportif müsabakaya, yarışmaya ve törene ev sahipliği yapan Fenerbahçe Stadı, Çukurbostan Stadı ve Şeref Stadı artık halkın ihtiyacını karşılayamıyordu. Gümüşsuyu’ndaki Taksim Stadı ise 1940’ta yıkılmak üzere kapatılmıştı. Bu koşullar altında kente geniş kapasiteli, çok işlevli ve çağdaş görünümlü bir stadyum inşa edilmesi gerekti.

Cumhuriyet İstanbul’unu yeniden inşa etme görevi verilen Fransız Mimar ve Şehir Plancısı Prof. Henri Prost’un hazırladığı planlara göre, Maçka’dan Taksim’e uzanacak büyük yeşil alanın Dolmabahçe’ye bakan tarafı, bu yeni stadyum için en uygun araziydi. Burada Dolmabahçe Sarayı Istabl-ı Amiresi bulunuyordu. Plana göre vadinin kuzeyinde ortaya çıkacak yürüyüş, gösteri, rekreasyon, kongre, sergi ve konferans alanları, güneyde ahırların yerine inşa edilecek stadyumla tamamlanacak ve sportif faaliyetlerin de eklenmesiyle burası halk için kentin en popüler ve işlevsel bölgelerinden birine dönüşecekti.

Stadyumun imarı için, 1936 yılında hizmete giren Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nun İtalyan mimarı Paolo Vietti Violi ülkeye yeniden davet edildi. Vietti Violi, çoğu İtalya’da bulunan birçok hipodrom, stadyum ve eğitim kurumunun mimarıydı. Ankara’daki ilk işbirliğinden memnun kalınınca, Dolmabahçe’de yükselecek yeni stadyum için de kendisine başvurulmuştu. Vietti Violi’nin, Mimar Fazıl Aysu ve Mimar Şinasi Şahingiray’la birlikte hazırladığı proje kabul edilince 19 Mayıs 1939 günü stadyumun temeli atıldı. Ne var ki II. Dünya Savaşı’nın zorlu koşulları stadyum inşaatını geciktirdi ve bundan tam dört yıl sonra, 19 Mayıs 1943 günü işe yeniden başlandı. Yaklaşık dört sene süren çalışmaların sonunda, hâlâ bazı eksikleri olsa da stadyum 1947’nin 19 Mayıs törenlerine yetiştirildi. Böylece bu modern kompleks, gençlerin ve askerlerin başrolünde olduğu görkemli bir törenle açıldı. Ancak saha ve tribünler, henüz içinde sportif faaliyetlerin düzenlenmesi için yeterli değildi.

Yaz boyunca devam eden çalışmaların ardından, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün adının verildiği stadyum 23 Kasım 1947 günü Beşiktaş JK ile AIK takımları arasında oynanan futbol maçıyla sportif faaliyetlere de açılmış oldu. Kısa süre içinde halkın büyük ilgisini çeken, hem yerel kulüplerin hem de Türk Milli Takımı’nın maçlarına ev sahipliği yapan stadyum, Vietti Violi’nin çizdiği projeye göre bazı eksikler barındırıyordu. Bunlar içinde en önemlisi, stadyumun Maçka yönündeki kale arkası tribününün, burada bulunan Dolmabahçe Gazhanesi tesisleri kaldırılmadığı için inşa edilememesi ve yerine yüksekçe bir duvar örülmesiydi. Yıllarca “Numaralı Tribün” olarak anılan Gümüşsuyu tarafındaki tribünün ise ancak yarısı bitirilebilmiş, daha sonra Beleştepe olarak anılacak bölüme sadece birkaç sıra oturulabilecek alan inşa edilebilmişti. Buradaki boşluğun arkasından saha rahatça görülebildiği için zaman zaman bu bölgede seyirciler arasında kargaşa çıkıyordu. Biraz bu kargaşaya atıf yaparcasına, Şeref Tribünü’nün Maçka yönündeki tarafı tamamlanıncaya kadar burası Teksas Tribünü ismiyle anıldı.

Gazhane tesisleri nedeniyle stadyumun kapasitesi sınırlı kalmış, buna karşın halkın rağbeti zaman zaman maç biletlerinin erkenden tükenmesine ve karaborsaya düşmesine neden olmuştu. Bu sıkıntılar, bir an önce kale arkasındaki tribünün de tamamlanması konusunda güçlü bir kamuoyu oluşturdu. 1955’te tesislerin sökümüne başlansa da, ileride “Yeni Açık” olarak anılacak tribünün tamamlanması 1963’ü buldu. Bu arada siyasal iktidar el değiştirmiş, Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 Genel Seçimleri’nden birinci parti olarak çıkmış ve başta İsmet İnönü olmak üzere muhalefete karşı yürütülen politikalar stadyumun da isminin değişmesini sağlamıştı. 1951 yılında İstanbul Belediye Meclisi’nde sunulan “yaşayan siyaset adamlarının adlarının sokak, meydan, spor sahası, okul ve benzeri alanlardan kaldırılması” başlıklı önergenin kabulüyle, stadyuma o dönem Suudi Arabistan’dan kemikleri getirilen ve “Hürriyet Kahramanı” ilan edilen eski sadrazam Mithat Paşa’nın ismi verildi.

1974’e kadar resmi adı Mithatpaşa Stadı olan fakat basında sık sık Dolmabahçe Stadı ismiyle anılan stadyum, İsmet İnönü’nün 1973’teki vefatının ardından ilk ismine yeniden kavuştu. Bu arada, 60’lı yıllarda futbol gitgide daha da popülerleşmiş ve zaman zaman “Eski Açık” olarak bilinen deniz tarafındaki tribünlerin büyütülerek stadyum kapasitesinin arttırılması önerilmişti. Ancak bu tasarıların hiçbiri hayata geçmedi. 1998 yılında isminin önüne “BJK” eklenen stadyumun kapasitesi 2004 yılında genişletilebildi. Boğaziçi kıyısındaki konumu ve çevresindeki kültür varlıkları nedeniyle tribünleri daha da yükseltmek mümkün olmayınca, tam tersine zemin aşağıya indirildi ve atletizm alanlarından feragat edilerek koltuk sayısı arttırılabildi. Artık stadyum, kuruluşundaki “çok işlevli” özelliğini kaybetmiş, taraftarların sahayla iç içe olduğu bir futbol sahasına dönüşmüştü.

İnönü Stadyumu son ve en büyük değişimini 2013-2016 arasında yaşadı. Dolmabahçe’ye daha geniş kapasiteli, türlü olanaklara sahip ve modern bir tesis kazandırmak amacıyla, 1947’de kapılarını açan yapı yıkıldı ve yerine Vodafone Park ismini taşıyan yeni bir stadyum inşa edildi. Eski stadyumun yalnızca deniz tarafındaki tribünleri ile iki kulesinin sembolik olarak korunduğu Vodafone Park, 11 Nisan 2016 tarihinde Beşiktaş ile Bursaspor arasında oynanan maçla kapılarını yeniden Beşiktaşlı taraftarlara açtı.

İnönü Stadyumu, özellikle 50’li ve 60’lı yıllara tanıklık edenlerin çoğu tarafından Mithat Paşa ismiyle anılageldi. Ali Sami Yen Stadyumu’nun 1964’te hizmete girişine kadar, sadece Beşiktaş JK değil, İstanbul’un pek çok kulübünün futbol maçları burada oynandı. Üstelik sadece futbol da değil. İnönü Stadyumu, tarihi boyunca yağlı güreşlerden boks karşılaşmalarına, atletizm yarışlarından konkurhipiklere kadar pek çok spor dalında önemli turnuvalara da ev sahipliği yaptı. Bu etkinliklerden bazıları uluslararası öneme de sahipti. Tıpkı 21-31 Mayıs 1959’da Türkiye’de düzenlenen FİBA Avrupa Basketbol Şampiyonası gibi. Turnuvanın ilk maçları, stadyum içinde oluşturulan basketbol sahasında ve binlerce kişi önünde açık havada oynanmıştı.

İnönü Stadyumu, başta 19 Mayıs (Atatürk’ü Anma) Gençlik ve Spor Bayramı olmak üzere, ulusal bayram törenleri ile bazı önemli kutlamaların da kentin bu bölgesindeki başlıca icra alanıydı. Örneğin İstanbul’un Fethi’nin 500. Yılı Kutlamaları için planlanan törenlerin bir kısmı 7 Haziran 1953 günü stadyumda yapılmıştı. Ulusal bayramlarda görev alan binlerce çocuk hazırlandıkları gösterileri yıllarca bu zeminde gerçekleştirirken, Hindistan Başbakanı Pandit Jawaharlal Nehru’nun Türk çocuklarına armağan ettiği Yavru Fil Mohini de ülkeye ayak bastığı ilk gecesini stadyumda geçirmişti.

İnönü Stadyumu, her şeyden evvel konumu itibariyle, inşa edildiği günden bu yana kuşkusuz Beşiktaş JK’nın stadı olarak kabul edildi. 90’lı yıllara kadar rakip takımların taraftarları tribünlerde yan yana otursa da, milli maçlardan Fenerbahçe’nin veya Galatasaray’ın karşılaşmalarına kadar türlü müsabakalar burada oynansa da, İnönü toplumsal bellekte en çok Kara Kartallarla özdeşleşti. İsmi, kapasitesi, çevresi yıllar içinde pek çok değişiklik geçirdi fakat Boğaziçi’nin kıyısındaki konumu baki kaldı. Nice hüzünlere ve sevinçlere ev sahipliği yaptı, sayısız sporcuyu ve sporseveri ağırladı, kentin ve toplumun belleğinde unutulmayacak anılar bıraktı.

İnönü Stadyumu, 2020’li yıllara gelindiğinde hâlâ İstanbul’un merkezinde ve Beşiktaş’ın kalbinde, hem somut hem de somut olmayan bir kültür mirası olarak yaşamaya devam ediyor.

Ozan Torun, “İnönü Stadyumu’na Veda Etmek”, Toplumsal Tarih, s. 235 (2013): 38-43.
Selçuk Sakaoğlu, “İnönü Stadyumu”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 4 (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1994): 176-177.
Tuba Üzümkesici, Topçu Kışlası ve Yakın Çevresinin Tarihsel Dönüşümü (Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010).
Ahmet Murat’la 16 Ocak 2018 tarihinde Vişnezade’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zafer Arapkirli’yle 9 Şubat 2018 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Alp Birol’la 9 Nisan 2018 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Süha Karamanoğlu’yla 17 Eylül 2020 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Erdoğan Agan’la 12 Mart 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
İbrahim Altınsay’la 12 Mart 2021 tarihinde Asmalı Mescit’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Müjdat Yetkiner’le 2 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Erhan Torun’la 5 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Neşe Gündoğan’la 28 Mayıs 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Fahri Aral’la 18 Haziran 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zülal Gök’le 30 Haziran 2021 tarihinde Vişnezade’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rasim Kara’yla 2 Temmuz 2021 tarihinde Tarabya’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Süleyman Oktay’la 6 Temmuz 2021 tarihinde Topkapı’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Necmi Mutlu’yla 9 Temmuz 2021 tarihinde Ataköy’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Feyyaz Uçar’la 10 Temmuz 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Oğuz Tongsir’le 14 Temmuz 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Hasan Arat’la 3 Ağustos 2021 tarihinde Etiler’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ali Gültiken’le 3 Ağustos 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rıdvan Akar’la 10 Ağustos 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Metin Tekin’le 8 Eylül 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Turgut Vidinli’yle 14 Eylül 2021 tarihinde Sinanpaşa’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ayşen Ertür’le 27 Eylül 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Haluk Serenli’yle 4 Ekim 2021 tarihinde Kasımpaşa’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
İlker Aktükün’le 12 Ekim 2021 tarihinde Beyazıt’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Gökhan Keskin’le 21 Ekim 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Uşun Tükel’le 22 Ekim 2021 tarihinde Beyazıt’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Şeref Yılmaz’la 13 Ocak 2022 tarihinde Şişli’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Faik Gürses’le 7 Şubat 2022 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zekeriya Alp’le 17 Şubat 2022 tarihinde Maslak’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Yavuz Oğhan’la 2 Mart 2022 tarihinde Dikilitaş’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Raffi Portakal’la 7 Mart 2022 tarihinde Nişantaşı’nda yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Muratcan Güler ve Sinan Güler’le 18 Nisan 2022 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Tuncer Kobaner’le 8 Mayıs 2022 tarihinde Dikilitaş’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rıza Çalımbay’la 18 Haziran 2022 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.