+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Ömrünün 30 yıldan uzun bir kısmını Beşiktaş’ta geçiren şair ve yazar Necati Cumalı, 13 Ocak 1921’de günümüzde Yunanistan’ın kuzeyinde bulunan Florina’nın Cuma köyünde doğdu. 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan mübadele sürecinde ailesiyle birlikte Urla’ya göç etti. Urla Şehit Kemal İlkokulu’nu, İzmir Erkek Muallim Mektebi’ni ve İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra 1938’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Bir yıl burada okudu, ardından kaydını Ankara’ya aldı ve 1941’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

1941’den 1958’e kadar önce Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Tiyatrosu Operası Yayın İşleri Müdürlüklerinde çalıştı, daha sonra İzmir’de avukatlıkla uğraştı ve 1956’da bu kentte Ara Tiyatrosu’nu kurdu. 1958’de ise Paris’e gidip Türkiye Büyükelçiliği Basın Ataşeliği’nde görev alsa da, bu kentte yaklaşık iki yıl kalıp İstanbul’a döndü. İstanbul Radyosu’nda çalışmaya başladığı 1960’ta, o dönem Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan Berin Teksoy’la hayatını birleştirdi. Eşinin aldığı görevler vesilesiyle, çift 1963-1966 arasında Tel Aviv’e ve Paris’e gitti. Ne var ki Cumalı’nın bazı yazıları Berin Hanım’ın görevine son verilmesine neden olunca mecburen İstanbul’a döndüler. Cumalı çiftinin kısa süre sonra birlikte yaşayacağı yeni evi, o dönemde Beşiktaş’ın kuzeyinde gelişmeye başlayan Etiler’de olacaktı.

Edebiyata karşı merakı ortaokul yıllarında filizlenen, ilk şiirlerini ise lisede okurken kaleme alan Cumalı, Ankara’daki yükseköğrenim döneminde artık cebinde şiirlerle gezen, sadece şiiri düşünen ve ilk şiirlerini dergilerde yayımlatmaya başlayan genç bir şair olmuştu. Ümitlerin Gemisi, 1939’da Urla Halkevi’nin dergisinde çıkan ilk şiiriydi. Takip eden yıllarda şiirleri Varlık, Servet-i Fünun, Ülkü, Ankara mecmuaları ile Cumhuriyet ve Dünya gazetelerinde yayımlandı. İlk şiir kitabı Kızılçullu Yolu 1943’te, askerlik yıllarında kaleme aldığı Harbe Gidenin Şarkıları 1945’te, Mayıs Ayı Notları ise 1947’de çıktı. Bu arada çeviri yapmayı da ihmal etmemiş, ayrıca 1949’da Boş Beşik adlı ilk tiyatro eserini, 1955’te de Yalnız Kadın adlı ilk hikayesini yayınlamıştı. Öyküleri gazetelerde tefrika edilirken, 60’lı yıllara artık romanlarıyla girmeye hazırlanıyordu.

İlk romanı Tütün Zamanı 1959’da Vatan gazetesinde tefrika edildi, ardından Tütün Üçlemesi olarak adlandırdığı ve Urla’daki kırsal yaşamı tasvir ettiği eserleri yayınlandı. 1960’ların başında kaleme aldığı ve yine Anadolu kırsalını konu eden Susuz Yaz adlı eseri, 1963’te sinemaya da uyarlanarak büyük ilgi gördü. 60’li ve 70’li yıllarda yazdığı öykü, roman ve tiyatro oyunları, hem basılı eserler hem de tiyatro ve sinema uyarlamaları olarak yurtiçi ve yurtdışında ilgi toplarken, Cumalı bu eserleriyle pek çok edebiyat ödülüne de layık görüldü.

Eserlerinde sade ve yalın bir dil kullanmaya özen gösteren, Anadolu’nun batısından güneydoğusuna kadar özellikle kırsal yaşamın değerlerini ve insanların birbirileriyle ilişkilerini sıkça konu eden Cumalı, 20. yüzyıl Türk edebiyatının en bilinen yazarlarından biri oldu. 10 Ocak 2001’deki vefatının ardından, Urla’da yaşadığı evi Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi olarak yeniden düzenlendi, yaşamının son 30 yılını geçirdiği Etiler’deki evinin girişine bir plaket asıldı, Akatlar’da bir sokağa ismi verildi ve Vişnezade’deki Şairler Sofası’na heykeli dikildi.

“Beşiktaş’a Cumalı’nın büstü dikilecek”, Hürriyet, 17.10.2000.
“Necati Cumalı heykeli Beşiktaş’ta”, NTV, 13.01.2002.
Mutlu Deveci, “Necati Cumalı”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/cumali-necati [16.04.2021].

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler