+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı dünyasıyla ilişkilerinin yoğunlaştığı 19. yüzyıl ortalarında, pek çok alanda olduğu gibi eğitim sisteminde de önemli yenilikler gerçekleşmeye başlamış, ders müfredatından okullaşmaya kadar ülkedeki eğitim öğretim politikaları hızlı bir dönüşüm içine girmişti. Farklı tür ve seviyelerdeki eğitim programlarına terbiye-i bedeniye, yani beden eğitimi ve jimnastik derslerinin de eklenmesi, bir süre sonra bu derslerin zorunlu hale getirilmesi de bu sürecin bir parçasıydı. Beden terbiyesinin zihinsel ve ahlaki gelişimi destekleyeceği yönündeki görüşler, jimnastiğin önce okullar, ardından da spor kulüpleri çatısı altında icrasını ve yayılmasını kolaylaştırdı. Ülkede terbiye-i bedeniye kimliğine haiz ilk kulüplerden biri, jimnastik sözcüğünü isminde de taşıyan Beşiktaş JK oldu.

II. Abdülhamid’in idaresi altında takım sporlarına pek sıcak bakılmadığı için, pek çok alt dalı bireysel olarak yapılabilen jimnastiğin önünde herhangi bir engel yoktu. Üstelik, bedeni terbiye etmenin eğitsel ve sportif yönlerinin yanında askeri anlamları da vardı ve atletik bir gençlikten ülke savunmasında da pekala yararlanılabilirdi. Bu ortamda, Beşiktaşlı gençler önce Serencebey’de kurulan, ardından Ihlamur’a ve son olarak Akaretler’e taşınan kulüp merkezinde jimnastikle uğraşmaya başladılar. Mehmet Yüce’nin de altını çizdiği gibi, Beşiktaşlı sporcular 1903-1909 aralığında, bazı özel gösteriler ve etkinlikler haricinde, başka bir kulübün sporcularıyla karşılıklı herhangi bir müsabakaya girmemişti. Bu ilk yıllardaki jimnastik faaliyetleri, kulüp merkezinde belli bir düzen içinde devam eden idmanlarla sınırlıydı fakat bu gayret ve disiplin, kısa süre içinde kulübe muazzam bir sporcu ordusuna kazandıracaktı.

Beşiktaşlı sporcuların uğraşıları arasında İsveç jimnastiği, halter, baston, lobut, barfiks, halka, halat çekme, piramit, atlama ve koşu gibi atletli ve aletsiz jimnastik ile atletizmin birçok dalı bulunuyordu. Kulübün Akaretler’de taşındığı yeni merkezinde ilk toplantı 9 Haziran 1911 günü yapıldı ve Heyet-i Talimiye tarafından terbiye-i bedeniye faaliyetleri için bir tüzük hazırlandı. 12 maddeden oluşan bu tüzükte, kulüp üyelerinin ve eğitimleri verecek hocaların sorumluluklarından derslere katılımla ilgili kurallara kadar önemli talimatlar yer alıyordu. Verilecek dersler seviyelerine göre sınıflandırılmış, sporcuların vücut ölçülerinin düzenli takibinin yapılması kararlaştırılmış, haftalık ders ve nöbet çizelgesi hazırlanmıştı.

1908 sonrasında takım sporlarının önündeki engeller kalksa da, Beşiktaş JK’da jimnastik, atletizm, halter, eskrim, boks gibi bireysel sporların önemi azalmadı. On Yıllık Savaş döneminde birçok sporcusu silahaltına alınsa da, İstanbul’da düzenlenen çeşitli yardım etkinlikleri ve spor müsamerelerinde kulübün jimnastikçileri rakiplerini geride bırakmayı başardılar. Kulübün jimnastik alanındaki etkin konumu 1920’lerde de devam ederken, bu çatı altında birçok dalla ilgilenen ve genç sporcular yetiştiren Mehmet Ali Fetgeri, Mazhar Kazancı, Sezai Bey, Şevki Bey, Esat Sadi Kazancı, Abbas Sakarya gibi atlet ve jimnastikçiler, sadece Beşiktaş JK’nın değil, Türkiye’nin spor tarihinde çok değerli izler bıraktılar.

 

Beşiktaş Jimnastik Kulübünün Kuruluşu ve Muhtelif Sporlar hakkında Küçük Bir Tarihçesi, (İstanbul: Ekspres Basımevi, 1936), 3-4.
“Kuruluş”, Beşiktaş Jimnastik Kulübü, https://bjk.com.tr/tr/cms/tarihce/2/73 [12.02.2022].
Mehmet Yüce, İstanbul Spor Kulüpleri Tarihi, c. 2 (İstanbul: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, 2021), 314-321.
Vâlâ Somalı, Türk Sporunda Bir Asır (1903-1996) Beşiktaş Spor Tarihi (İstanbul: 1996), 464-465.