Beşiktaş İskelesi’nin önündeki meydan düzenlemeleri yapılmadan evvel, buradaki ahşap yapılar arasında ahırlar da yer alırdı. Bu ahırlar, arabaları ve tramvayları çeken atların beslendiği, dinlendiği ve bakıldığı yerlerdi. Onların çektikleri arabaların, elbette “arabacıları” da vardı. Beşiktaş JK’nın “arabacı takımı” olarak anılmasına vesile olan meşhur arabacılar…
Atlar ahırlarına girdiklerinde, arabacılar da burada bulunan kahvelerine geçerlerdi. Onlar da atları gibi dinlenir, aralarında sohbet eder, belki de oyun oynar ve bir arada demlenirlerdi. Saraya ait atlar ve arabalar Dolmabahçe’de toplansa da, gündelik hayatta ulaşıma can veren arabaların sürücüleri bu kahvelerde toplaşırdı. Jacques Pervititch’in 1922 tarihli İstanbul haritalarında, günümüzde Deniz Müzesi’nin ana binasının bulunduğu yerde, bir cephesi meydana, diğer cepheleri ortak bir avluya bakan ahırların bulunduğu görünüyor. Bunların tam karşısında ise, Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi’nin hemen batısında, yani eski Hasanpaşa Karakolu’nun denize bakan tarafında bir kahve yer alıyor. Beşiktaşlı Arabacılar Kahvesi, haritadaki bu yapı olmalı.
Bu proje kapsamında sözlü tarih görüşmesi yapılan ve Beşiktaş’a ilişkin anılarını paylaşan Prof. Dr. Ahmet Murat ise, bu kahvenin ahırların hemen bitişiğinde olduğunu ve bir tarafının caddeye baktığını hatırlamakta:
“Bakın şimdi Dolmabahçe’den geldik, düz gidiyoruz, Ortaköy’e doğru gidiyoruz, normalde sağ tarafta eski Maliye binası var, şimdi müze galiba, o bizim zamanımızda yapıldı, o müze caddeden çok daha geride şimdi, cadde daha dardı, o geride yapılmıştı… Şimdi onu geçin, onun karşısında, orada binalar vardı yine sırayla, Ortaköy’e doğru, şimdi buradan aşağıya denize giderseniz iskelenin oraya yakın gelirsiniz. Bir üstten aşağıya denize giderseniz tam iskeleye çıkar o yol, Yıldız Asfaltı’nın, yukarıdan gelen asfaltın karşısı gelir. Bu Sinan Paşa Camii’nin karşısında olan yerlerde, orada metruk, eski binalar vardı, biz çocukken orada oynuyorduk, onları yıkmak programına alınmıştı, onların bahçelerinde filan oynuyorduk, incir filan yürütüyorduk duvarlara tırmanıp, oraları yıkıldı, açıldı, Barbaros Heykeli yapıldı. Şimdi o Barbaros Heykeli’nin caddeye doğru giden kısmında, yüzü caddede ama arkası, at arabaları filan gelir dururdu, Arabacılar Kahvesi’ydi o. Bir sürü araba var, bizim arabacılardan arkadaşlarımız, hâlâ gördüğüm, Kara Ali vardır, abisi Kenan filan herhalde öldü onlar, Dikilitaşlıydılar. O arabacılardan bildiğimiz çocukları bunlar. Bir başka, benim sınıf arkadaşım, 224 Ahmet Vurucu vardır. O Ahmet Vurucu’nu da babası arabacıydı, o kahvede onlar iş beklerlerdi.”
Arabacılar Kahvesi, Beşiktaş İskelesi’nin önündeki yapılar arasında uzun süre atların ve arabaların sahiplerine hizmet verdi. 1940’ların başında gerçekleşen meydan düzenlemeleri sırasında civardaki pek çok yapı gibi o da tarihe karıştı.
Ahmet Murat, Kayıt Dışı Anılar (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2007), 15-16.
Ahmet Murat’la 16.01.2018’de Vişnezade’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.