+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

19. yüzyılın ikinci çeyreğinde Yeniçeri Ocağı’nın lağvedilmesiyle yaygınlaşmaya başlayan semai kahveleri, bu dönüşüm sürecinde asker-esnaf zümrenin tulumbacı-külhanbeyi kimliğine dönüşümüne paralel olarak geleneksel âşık kahvelerinin mirası üzerine kurulmuş kentteki yeni kültürleşme mekanlarıydı. Semai kahvelerinden evvel Yeniçerilerin buluştukları kahvehaneler, hem birer örgütlenme ve inzibat noktası hem de ocaktan yetişmiş şair ve sanatçıların gündelik hayata dair farklı türde eserlerini icra ettikleri yerlerdi. Bu kahvehanelerde sazlar çalınır, destanlar ve mâniler okunur, köçekler ve meddahlar sahne alırdı.

Semai kahveleri ise bu mirasın devralmış fakat bazı gelenekleri tarihe karıştırmıştı. Bu yeni çalgılı kahvehaneler Tanzimat döneminde İstanbul’da yaygınlaşmış, Abdülaziz ve II. Abdülhamid dönemlerinde hayli popüler hale gelmişti. Kentin kabadayılarının toplandıkları ve özellikle Ramazan gecelerinde hareketlenen bu eğlenceli buluşma noktaları, isminden de anlaşıldığı gibi saz takımlarının fasılları eşliğinde semailere mekan olurdu. İstanbul’daki en meşhur semai kahvelerinin Şehzadebaşı’nda ve Çukurcuma’da bulunduğu anlatılsa da, Beşiktaş’ta da oradakilerden pek eksiği olmayan bir kahvehane vardı. Eski Saman İskelesi’nin arkasındaki bu mekan Zil İzzet’in Semai Kahvesi’ydi.

Zil İsmet hakkında pek fazla bilgiye ulaşılamasa da, bazı kaynaklar onun 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’un meşhur mânicilerinden biri olduğunu yazar. Bakırköylüdür. İstanbul Ansiklopedisi’ndeki bilgilere göre, aslında tulumbacıdır fakat kendisini ayyaşlığa vurmuştur. Zaten ona layık görülen “Zil” lakabı da alkole düşkünlüğünden gelir. Bülbül gibi bir sese sahip olup, kentin önemli kahvehanelerinde okuduğu mâni, destan ve semailerle ünlenmiştir. Bazı kaynaklar, Zil İzzet’in 1910 yılında hayata gözlerini yumduğunu yazıyor. Meşhur kahvehanesinin ise, Saman İskelesi civarında olduğundan başka elde herhangi bir veri yok. Ancak bir tahmin yürütmek gerekirse, Jacques Pervititch’in 1922 tarihli İstanbul haritalarının Beşiktaş paftalarından birinde, Saman İskelesi Sokak’ta iskeleye yakın bir kahve olduğu görünüyor. Kim bilir, Zil İsmet’in sazlı sözlü meşhur kahvehanesi belki de bir zamanlar burada bulunuyordu.

Ekrem Işın, “Kahvehaneler”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 4 (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1994): 386.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler