Beşiktaş’ta yaptırdığı caminin yanında, ilçenin bir mahallesine de ismini veren Abbas Ağa, Hatice Turhan Sultan’ın başağasıyken 1668 yılında Dârüssaâde ağalığına (tüm harem ağalarının amirliğine) terfi ettirilmiş bir görevliydi. Bu unvanının öncesinde ve sonrasında birçok cami, hamam, çeşme, sebil ve muallimhane yaptırmış ve vakfetmişti. İşte bunlardan biri de, 1665-1666 tarihinde yaptırdığı Abbas Ağa Cami’ydi.
Bulunduğu mahallenin ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde, yanında bir çeşmesi ile bir de sıbyan mektebi bulunan mütevazı bir külliye şeklindeydi. Kagir ve ahşap malzemeden yapılmış olan cami, süsleme açısından da epey sade bir kimliğe sahipti. İlk kez 1834 yılında onarılan yapı, bu çalışmaların sonunda aşağı yukarı bugünkü halini aldı. Reşad Ekrem Koçu’nun, caminin 46 yıllık müezzini Hafız Nuri Efendi’nin anlatımına dayandırdığı bilgiye göre, 1904 yılında çıkan şiddetli bir fırtınada yapının çatısı tamamen uçmuş, bunun üzerine ikinci defa onarıma girmişti. Bu onarımın sonunda, caminin batısına bir hünkar kasrı eklendi.
Sıbyan mektebi tarihe karışsa da, Abbasağa Cami günümüze kadar yaşamayı başardı. Cumhuriyet’in ilanının ardından 1939-1940’ta küçük bir onarım daha gören yapı, 1944’te Toprak Ofisi’ne devredilerek bir süreliğine un deposu olarak kullanıldı fakat çok geçmeden yeniden düzenlenerek ibadete açıldı. Bugün aynı ismi taşıyan parkın biraz güneyinde, Akmaz Çeşme Sokak ile Selamlık Caddesi arasında, Beşiktaş’ın eski kent dokusundan önemli bir örnek ve Abbas Ağa’nın ismini yaşatan somut kültür varlıklarından biri olarak varlığını koruyor.
Gözde Alkan, “Destekli Bağdadi Kubbeli 19. Yüzyıl İstanbul Camileri”, Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Dergisi, c. 2, s. 5, (2019): 303-326.
Reşad Ekrem Koçu, İstanbul Camileri, c. 1 (İstanbul: ty), 4-7.
Tarkan Okçuoğlu, “Abbas Ağa Camii”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 1 (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1993): 7.
Yusuf Halaçoğlu, “Abbas Ağa”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 1 (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1988): 20-21.
Tarkan Okçuoğlu’yla 7 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.