İstanbul’un küçük bir zaviye niteliğinde kurulup zamanla büyük bir asitaneye dönüşen tekkelerinden Beşiktaş Mevlevihanesi, 1622 yılında II. Osman’ın sadrazamı Ohrili Hüseyin Paşa tarafından, bugün yerinde Çırağan Sarayı’nın bulunduğu yerde yaptırıldı. Aynı zamanda Gelibolu Mevlevihanesi üyesi olan Hüseyin Paşa’nın ricası üzerine, bu mevlevihanenin banisi ve ilk postnişini Ağazâde Şeyh Mehmed Hakîkî Dede Efendi Beşiktaş Mevlevihanesi’nin de şeyhliğini üstlendi. Ağazâde Mehmet Efendi, Hüseyin Paşa’nın II. Osman’la birlikte yeniçeriler tarafından öldürülüşüne kadar, küçük yelkenlisiyle düzenli olarak Beşiktaş-Gelibolu arasında gidip gelerek iki mevlevihanenin şeyhliğini bir arada yürüttü. II. Osman’ın tahttan indirilmesinin ardından Beşiktaş’tan ayrıldı ve ömrünün sonuna kadar Gelibolu’da kaldı.
Mevlevihanenin şeyhliğini Ağazâde Mehmet Efendi’den sonra Süleyman Dede Efendi üstlendi. Son şeyh ise, 1911’de hayatını kaybeden Hüseyin Fahreddin Dede Efendi oldu. Beşiktaş Mevlevihanesi 19. yüzyılda birkaç dönüşüm geçirdi. Bunlardan ilki, III. Selim’in Çırağan Sahilsarayı’nı onarttığı 1804 yılında gerçekleşti. Sarayın onarım sürecinde mevlevihane yeniden inşa ettirilmiş fakat bu yeni yapının ömrü uzun olmamıştı. Zira II. Mahmud, aynı saray 1836-1838 yıllarında genişletilirken III. Selim’in yaptırdığı binayı yıktırdı ve mevlevihaneyi bitişikteki Musahib Abdi Bey Yalısı’na naklettirdi. Mevlevihane, Beşiktaş sahilindeki son mekanı olan bu yalıda ancak 30 yıl yaşayabildi. Bu defa Abdülaziz döneminde eski sahilsarayın yerine bugünkü Çırağan Sarayı’nı yapılırken, Musahib Abdi Bey Yalısı da bölgedeki yıkım sürecine dahil edildi ve Beşiktaş Mevlevihanesi Fındıklı’ya taşınmak zorunda kaldı.
1867-1868 yıllarında Beşiktaş’tan ayrılan mevlevihane, Fındıklı’dan sonra Maçka’ya, oradan da Eyüp’e taşındı. 1873-1874’te sonrasında, artık yeni muhitinin ismini alarak Bahariye Mevlevihanesi olarak anılmaya başladı. Beşiktaş Mevlevihanesi’nin Çırağan’dan ayrılmasının ardından, burada yatan bazı şeyhlerin naaşları Bahariye’ye taşındı, geri kalanlar ise Çırağan Sarayı’nın otele dönüştürüldüğü 1987 yılına kadar burada kaldılar. Otelin inşa sürecinde bulunan kabir ve mezar taşları Galata Mevlevihanesi’ne taşınarak burada koruma altına alındı.
IV. Mehmed’den II. Mahmud’a kadar Osmanlı sultanlarının desteğini gören, çatısı altında önemli buluşmalara ev sahipliği yapan, pek çok şairin, edibin ve musikişinasın yetişmesine katkıda bulunan Beşiktaş Mevlevihanesi, Çırağan’dan Bahariye’ye uzanan yolculuğunda daima önemli bir kültür ortamına sahip oldu.
M. Baha Tanman, “Beşiktaş Mevlevîhânesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 5 (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1992): 553-554.
M. Baha Tanman, “Beşiktaş Mevlevîhânesi’ne ilişkin bir Minyatürün Mimarlık ve Kültür Tarihi açısından Değerlendirilmesi” içinde 17. Yüzyıl Osmanlı Kültür ve Sanatı: Sempozyum Bildirileri (İstanbul: Sanat Tarihi Derneği Yayınları, 1998), 181-216.
Tarkan Okçuoğlu’yla 5 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.