Bilinen tarihi 20. yüzyıl başına kadar uzanan ve ismini kurulduğu günden alan Cumartesi Pazarı’nın tezgahları, 1980’lere kadar sahildeki ana caddeden başlayıp neredeyse Ihlamur Kasrı’na kadar uzanır ve bugünkü Ihlamurdere Caddesi’nin ara sokaklarına yayılırdı. Yüzyılın ilk yarısında daha ziyade bir semt pazarı hüviyeti taşıyan ve sadece civar mahallelerin sakinlerine hitap eden pazar, 50’li yıllarda tıpkı Feriköy Pazarı, Kadıköy Salı Pazarı, Fatih Çarşamba Pazarı gibi gitgide kentin önemli pazaryerlerinden biri olmaya başladı. Bir zamanlar yalnızca yiyecek satılan bir pazardan, 1960’lardan sonra artık tekstil ürünleri, züccaciye, ayakkabı, oyuncak, hatta antika değeri olan eşyaların bile kolaylıkla bulunabildiği bir yere dönüştü.
Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi yazarlarından Hakkı Göktürk, pazarda satılan ürünlerin türlerine göre farklı sokaklara dağıldığını aktarmıştı. Örneğin Göktürk’ün 1961 baharına ait gözlemlerine göre tuhafiyeciler, züccaciyeciler, havlucular, manavlar, baharatçılar, yumurtacılar, yufkacılar, takunyacılar, çorapçılar ve bıçakçılar, pazarın kurulduğu ana cadde olan Ortabahçe Caddesi üzerinde sıralanıyordu. Yeni Hamam Sokağı’nda hazır elbiseciler, kunduracılar ve terlikçiler; Mumcu Bakkal Sokağı’nda çorapçılar, fanilacılar ve kuruyemişçiler; Şehit Asım Caddesi’nde ise yukarıda anılan bu satıcıların yanı sıra, bir de süpürgeciler, gömlekçiler ve mutfak levazımatı satanlar yer almıştı.
Ne var ki bu tariflerden hareketle, pazarda her şeyin yolunda göründüğü ve buranın daima keyifle alışveriş yapılan, sorunsuz ve düzen içinde bir pazaryeri olduğunu tahayyül etmemek lazım. Zira 60’ların sonundan itibaren gazetelerde karşılaşılan bazı okuyucu mektupları ve köşe yazıları, pazardaki düzensizlik ve kalabalık nedeniyle rahat hareket edilemediğini, fiyatların zabıta tarafından denetlenmediğini, hatta yankesicilerin ortalıkta “cirit attıklarını” gösteriyor. Biraz bu gibi şikayetler, biraz da kentin hızla büyümesi ve artan trafik sorunu nedeniyle, 1980’lere gelindiğinde artık pazaryeri eskisi gibi onlarca sokağın arasına yayılamaz hale geldi. Bu dönemde yapılan kentsel düzenlemeler kapsamında, pazarcılar Muradiye Deresi Sokak ile Nüzhetiye Caddesi’nin kesiştiği alana taşınmak zorunda kaldılar. Kimilerinin itiraz ettiği, kimilerininse memnun kaldığı bu taşınma, Cumartesi Pazarı’nın artık yeni bir alanla özdeşlemesiyle sonuçlandı.
2000’lerin başında İstanbul Pazarcılar Odası’nın da katkılarıyla baştan aşağı düzenlenen bu geniş alan, o tarihten bu yana kentin en eski ve popüler pazaryerlerinden birine ve Beşiktaş’ın “Cumartesi Pazarı” geleneğine ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
“Beşiktaş Pazarı”, Dünden Bugüne Beşiktaş, ed. Nuri Akbayar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1998), 246.
Hakkı Göktürk, “Beşiktaş Pazarı”, İstanbul Ansiklopedisi, c. 5 (İstanbul: Reşad Ekrem Koçu ve Mehmet Ali Akbay İstanbul Ansiklopedisi Neşriyat Kollektif Şirketi, 1961): 2588.
“Belediyenin ve Emniyetin Mürakabesi Nerede”, Cumhuriyet, 07.01.1966.
“Beşiktaş çarşısının perişanlığı”, Cumhuriyet, 20.01.1968.
“Beşiktaş çarşısının perişanlığı”, Cumhuriyet, 07.12.1971.
“Taşıt araçlarına binemiyorlar”, Cumhuriyet, 19.07.1983.
Turan Okar’la 22 Şubat 2018 tarihinde Ortaköy’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Murat Dağlı’yla 18 Şubat 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Erdoğan Agan’la 12 Mart 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Müjdat Yetkiner’le 2 Nisan 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Murat Yürekli’yle 28 Mayıs 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ferhan Yadigar’la 25 Haziran 2021 tarihinde Heybeliada’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.