Tarihi 17. yüzyıla kadar uzanan Kuruçeşme Hamamı, 19. yüzyıl sonunda Sarkis Bey Adası olarak anılacak kayalığın karşısına inşa edilmişti. Evliya Çelebi’nin, seyahatnamesinde Kuruçeşme’de yer aldığını söylediği hamam muhtemelen bu yapıydı ve Bostancı Ocağı Vakfı’na aitti. Evliya Çelebi 17. yüzyılda İstanbul’da ziyaret ettiği hamamları biraz alaycı bir dille birer esnafa veya sosyal sınıfa yakıştırmıştı. Örneğin Beşiktaş Hamamı’nda masumların, Yahya Efendi Hamamı’nda takva ehlinin, Türbedar Hamamı’nda mezarcıların, Akbaba Hamamı’nı kuşbazların yıkandığını ileri süren uzun bir liste hazırlamış, 31. sırada yer verdiği Kuruçeşme Hamamı’nın müdavimlerinin ise binamaz (namaz kılmayan) ahali olduğunu kaydetmişti.
Kuruçeşme Hamamı bir kuşluk hamamıydı. Yani günün belli saatlerinde erkeklerin, belli saatlerinde ise kadınların kullanımına açıktı. 20. yüzyıl başında asli işlevini kaybedip Cumhuriyet’in ilk yıllarında önce kömür deposu olarak kullanıldı, daha sonra harap bir halde kaderine terk edilip yıkıldı. 2010’larda alanda yapılan çalışmalarda kalıntıları yeniden gündeme geldi ve restore edilip bir sanat merkezine dönüştürüldü.
Enis Karakaya, “Kuruçeşme Hamamı”, Dünden Bugüne Beşiktaş, ed. Nuri Akbayar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 1998), 142.
Reşad Ekrem, “İstanbul hamamları”, Son Posta, 23.10.1939.
“Tarihi hamam sanat merkezi oldu”, Aydın24haber, 15.10.2018.