+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Beşiktaş’ın Levent mahallesiyle özdeşleşmiş söz yazarı, bestekar ve ses sanatçılarından biriydi Fecri Ebcioğlu. 1927’de İstanbul’da dünyaya gelmiş, ilk ve orta öğrenimini Beyoğlu’nda tamamlamış, ardından İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olmuştu. Gençlik yıllarında futbola merak salmış, kalecilik yapmış, hatta Adalet GK ve Fenerbahçe SK formaları giymişti. Müzik ise çocukluk döneminde başlayan ve ömrü boyunca vazgeçemeyeceği tutkusuydu.

Futbol kariyeri pek uzun sürmeyince, Ebcioğlu havacılık alanında çalışmaya başladı. Yeşilköy’de çalıştığı 50’li yılların başında, bu alanda deneyim kazanmak için bağlı bulunduğu şirketin aracılığıyla Michigan Üniversitesi’nde okumaya gitti. Amerika Birleşik Devletleri’nde geçirdiği yıllarda ve yurtdışı seyahatlerinde müziğe karşı ilgisini perçinleyen, özellikle de bir şarkının farklı dillerdeki düzenlemeleri dikkatini çeken Ebcioğlu, 1956’da Türkiye’ye dönüşünde “aranjman” denen bu yöntemin kendi ülkesinde de uygulanabileceğine kanaat getirdi. Bu konuda kafa yormanın yanı sıra, 1960’lara kadar İstanbul’da disk jokeylik yaptı, gazetelerde müzikle ilgili yazılar yazdı, İstanbul Radyosu’nda programlar hazırladı. Aranjörlük kariyerinin ilk ve belki de en önemli basamağı ise, dönemin ünlü şarkıcısı Bob Azzam’ın C’est Ecrit Dans le Ciel adlı eserinden 1961’de uyarladığı Bak Bir Varmış, Bir Yokmuş idi. Bu, Türkçe sözlü hafif Batı müziğinin ülkedeki ilk kıvılcımı olacaktı.

Bu ilk aranjmanını, 1964’te Tombe la Neige adlı eserin Her Yerde Kar Var ismiyle Türkçeye kazandırması takip etti ve Belçikalı şarkıcı Salvatore Adamo’ya söylettiği şarkı ülkede büyük ses getirdi. Ebcioğlu, takip eden yaklaşık 20 yıl boyunca, aranjman konusunda hem dostu hem de rakibi olan Sezen Cumhur Önal’la birlikte birçok şarkıyı Türkçeye kazandıracaktı. Ajda Pekkan’dan Tanju Okan’a, Ayten Alpman’dan Marc Aryan ve Dario Moreno’ya kadar dönemin popüler sanatçıların seslendirdiği yabancı menşeli bu şarkılar, bir yanda plaklara kaydedilirken diğer yanda ise diskoteklerden gazinolara kadar türlü eğlence mekanlarında yankılandı.

Ebcioğlu, 60’lı yıllarda Türkiye’de popüler müziğin adeta öncüsü olurken, yazdığı şarkı sözlerini seslendiren genç sanatçılara da yeni ufuklar açıyordu. Aranjmanlarını ve bestelerini yaptığı evi ise, Nisbetiye mahallesindeki Yankılı Sokak’ta. Pek çok sanatçı ve sporcuyu misafir ettiği, her gün saatlerce penceresinin önünde oturduğu, mahallenin küçük çocuklarıyla yakın ilişkiler kurduğu evinde, Kristin isimli hayat arkadaşıyla yaşıyordu. 58 yaşındayken geçirdiği felç nedeniyle bir süre yatağa bağlı kalmış fakat birkaç yıl içinde bunu da atlatarak, en azından evinin içinde rahatça hareket etmeyi başarmıştı. Onu son yıllarında, Yankılı Sokak’taki evinin penceresinde sık sık görebilmenin nedeni bu rahatsızlığıydı.

Türkiye’de popüler müziğin öncüsü olan Fecri Ebcioğlu, 6 Mart 1989 günü evinde geçirdiği kalp krizini atlamadı ve hayata gözlerini yumdu. Vefatının ardından sanatçı dostları ve sevenlerinin girişimiyle, ömrünün son dönemini geçirdiği Yankılı Sokak’ın ismi Fecri Ebcioğlu Sokak olarak değiştirildi.

Ozan Eren, “Türkiye’de 1960’larda Müzik Alanı ve Protest Müziğin İlk Nüveleri: Anadolu Pop Akımı”, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi, c. 38, s. 1 (2017): 131-162.
Caner Aksüt’le 25 Mart 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rengigül Ural’la 15 Haziran 2021 tarihinde Suadiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Necmi Mutlu’yla 9 Temmuz 2021 tarihinde Ataköy’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler