+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Gençliğinde bir dönem futbol oynasa da, daha ziyade film yapımcılığı, senaristliği ve yönetmenliğiyle tanınan Arif Memduh Ün, yolu Beşiktaş’tan geçen önemli sinema ustalarından biriydi.

14 Mart 1920’de Kasımpaşa’da dünyaya geldi. İlköğrenimine 1922’de ailece taşındıkları Kocamustafapaşa’da, ardından 1929’da yerleştikleri Kumkapı’da devam etti. İlkokulun ilk iki sınıfında eski yazıyla eğitim alırken, Harf Devrimi sayesinde üçüncü sınıftayken Latin alfabesini öğrendi. Ailesinin yaşadığı geçim sıkıntısının etkisi altında bir çocukluk geçiren Arif Memduh, ortaokul ve lise öğrenimini ise Vefa Lisesi’nde tamamladı ve 1937’de buradan mezun oldu. Vefa’daki yıllarında futbolla tanışmış ve bu spora ilgisi günden güne artmıştı. Bu dönemde ailecek taşındıkları Langa semtinin genç takımında oynamaya başladı ama babasının futbola karşı duruşu nedeniyle, bu merakını başlangıçta bir düzene oturtamadı.

1938’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdikten iki sene sonra, Beşiktaş JK ile anlaştı ve daha ilk yılında takımıyla birlikte hem İstanbul Futbol Ligi hem de Milli Küme şampiyonluğu yaşadı. Yaklaşık iki sezonu Beşiktaş’ta geçiren Ün, daha sonra Ankara Demir SK, Muhafız Gücü ve İETT SK formaları giydi. 1942-1946 arasına tarihlenen bu dönemde, bir yandan futbol oynarken bir yandan da Devlet Demiryolları’nda ve İETT’de memur olarak çalışıyordu. Ne var ki II. Dünya Savaşı’nın yarattığı koşullar, memuriyetten ve futboldan elde edeceği kazancın kendisine yetmeyeceğini fark etmesine ve böylece sinemaya yönelmesine zemin hazırlamıştı.

Memduh Ün’ün sinema tutkusunun temelinde, aslında pek çok konuda anlaşamadığı ve özellikle futbol oynamasına karşı durduğu babasının, çocukken onu götürdüğü açık hava sinemalarında izlediği filmler yatıyordu. En sevdiği tür ise, ileride kendi yapımlarında da izlerinin sık sık görüleceği kovboy filmleriydi. Ün, ilk oyunculuk deneyimini Tıp Fakültesi’nden arkadaşı Turgut Başer’in aracılığıyla yaşadı ve yapımcılığını Hürrem Erman’ın, yönetmenliğini ise Seyfi Havaeri’nin üstlendiği 1947 tarihli Damga filmiyle sinemaya adımını attı. Aslında bu ilk tecrübesinden pek keyif almamış, çekimler boyunca yönetmen Havaeri’nin yaptıklarını gözlemlemiş, kendisine asistanlık yapma isteğini bildirse de bu talebi reddedilmişti. Aldığı bu olumsuz yanıt, ömrü boyunca kimseye asistanlık yapmayıp, mesleği kendi kendine öğrenmesine vesile oldu.

Memduh Ün, ikinci oyunculuk deneyimini 1949’da Karadeniz Postası filminde tattı ve bu filmin ardından yapımcılığa soyunmaya karar verdi. Nitekim 1950 sonrasında Türk Sineması adeta bir “patlama” yaşamış, Anadolu’dan gelen pek çok girişimci Yeşilçam Sokağı’na taşınarak ardı ardına yapım şirketleri kurmaya başlamıştı. Zaten 1917-1947 arasında ülkede yapılan 57 filme karşılık, bu sayı 1956’ya gelindiğinde 359’a yükselmişti. Ün de Beyoğlu’daki Maskot adlı kafeye gidip gelmeye ve orada birçok oyuncu ve yapımcıyla ahbap olmaya başladı. Senaryosunu yazdığı ilk filmi sayılan ve 1951’de çekilen Hayat Acıları’nı ise burada tanıştığı yönetmen Alşavir Alyanak’la birlikte hazırladı, prodüksiyon ve elektrik gibi masrafları kendisi karşıladı, üstelik başrolde oynadı. Bu filmin gördüğü ilgi, Ün ve Alyanak’ın Yakut Film adlı kendi şirketlerini kurmalarını sağladı.

1950’ler boyunca daha ziyade melodram türünde filmler çeviren Ün, birkaç yıl daha oyunculuk yapmaya devam etse de 1954’te artık yönetmen koltuğuna oturdu ve Düşman Aşıklar adlı ilk filmini çekti. 1960’a kadar ondan fazla film çekse de, 1958 tarihli Üç Arkadaş hem onun melodram dışına çıkarak tarzını değiştirdiği hem de ülkenin popüler yönetmenleri arasına girdiği filmi oldu. 60’lı yıllarda Ayşecik’le çocuk yaşta oyuncuların önünü açan, Türk Edebiyatı’ndan eserleri perdeye taşıyan, Ayhan Işık’ın polisiyelerinden Kemal Sunal’ın komedilerine kadar büyük ilgi gören pek çok filmin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen, bunlardan bazılarıyla önemli sinema ödüllerine layık görülen Ün, ömrünün büyük bir bölümünü, 1959 itibariyle uzun süre birlikte Levent’te yaşadığı Fatma Girik’le geçirdi.

Çocukluk ve gençlik yıllarını Levent’te yaşayan, üstelik futbola da merakı olan Beşiktaş’ın kuzey mahallelileri, 1940’ların “Kara Kartalı” Memduh Ün’le 70’li yıllarda Çamlık Sahası’nda yaptıkları maçları günümüzde anımsamaya devam ediyorlar. Gençliğinde Çırağan’daki Şeref Stadı’nda, daha ileri yaşlarında Levent’in Çamlık Sahası’nda top oynayan; Levent ile Etiler’i birbirine bağlayan ıssız sokaklarda çok sayıda film çeken; yaşamının önemli bir kısmını Beşiktaş’ın çeşitli semtlerinde geçiren Memduh Ün, 16 Ekim 2015 günü hayata gözlerini yumdu. Altına imzasını attığı eserleri ise, kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşamaya devam ediyor.

Kemal Hamamcıoğlu, Memduh Ün Sinemasında Edebiyat Uyarlamaları (Yüksek Lisans Tezi, TC Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010), 5-37.
Savaş Kıroğlu’yla 21 Mayıs 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Selahattin Işık’la 24 Haziran 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Suzan Beyenal’la 24 Haziran 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Oğuz Özyaral’la 1 Temmuz 2021 tarihinde Silivri’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Atacan Türk’le 14 Temmuz 2021 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Zekeriya Alp’le 17 Şubat 2022 tarihinde Maslak’ta yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Ferruh Ötleş’le 2 Temmuz 2022 tarihinde Levent’te yapılan sözlü tarih görüşmesi.
İhsan Bayülken’le 8 Ağustos 2022 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler