Hayata gözlerini Beşiktaş’ta açan imparatorluğun son dönem ressamlarından biri de Mıgırdiç Civanyan’dı. 1848’de doğdu, 14 yaşındayken yarım bıraktığı eğitimine de Beşiktaş’ta başladı. Resme karşı merakı henüz ilkokul sıralarında otururken ortaya çıkmış, ünlü ressam Abraham Sakayan’dan dersler almıştı. Dahası, Abdülmecit’in saray kemancılarından biri olan babası Hovhannes Ağa sayesinde daha küçük yaşta müziğe de ilgi duymaktaydı.
Düzensiz giden ve pek de uzun sürmeyen okul eğitimi yarıda kalınca, ailesinin maddi olanakları yeterli olmadığı için resim becerisini geliştirme amacıyla Avrupa’ya gidemedi. Bunun üzerine, kendi girişimiyle dönemin Pera-Pangaltı hattında kurulan meşhur yazlık tiyatrosu Hovhannes Kasparyan Kumpanyası’na katıldı. Üstelik bir tiyatrocu, çalgıcı veya sirk akrobatı olarak değil, tiyatronun dekorlarını ve süslemelerini yapan genç bir sanatçı olarak. Tiyatronun dekorlarıyla uğraşan ressam Harutyun Hekimyan’ın yanında çıraklığa başlayan Civanyan, kısa sürede ustasının güvenini kazanarak hem bu işi tümüyle devraldı hem de kendisine resim eğitimini geliştirecek kapıları aralamayı başardı. Dekorlarla uğraşmak ona yeterli gelmemiş olacak ki, zaman zaman Pera’daki Opera Tiyatrosu’nda tenor olarak sahneye de çıkmıştı.
1860’ların ikinci yarısında Pera’da Fransız ressam Pierre Guillemet’den resim dersleri alan Civanyan’ın, henüz eserlerini sunup satacağı büyük sergiler açmaya gücü yoktu fakat hiç yılmadan, kentin yabancılarla dolu semtlerinde sokak sergileri açarak ününü arttırmayı başardı. Hem resim yeteneği hem de bu girişimci tavrı sayesinde, kendisine Çırağan Sarayı’nın süslemelerini yapacak yolu açmıştı. Çırağan’da gerçekleştirdiği başarılı işler, ardı ardına aldığı siparişlerle, Güllü Agop’un Osmanlı Tiyatrosu’nun, Sotiraki’nin Galata’daki Büyük Tiyatro’sunun, Beylerbeyi ve Yıldız Saraylarının ve kentin nüfuzlu ailelerinin köşk ve konaklarının süslemelerine doğru ilerledi.
1870’lerde tanıştığı İvan Ayvazovski’den etkilenerek pastoral içeriklere, özellikle de deniz manzaralı resimlere ağırlık vermeye başlayan Civanyan, artık kendi atölyesini kurmuş ve kentin aranan tezyinatçılarından biri olmuştu. 1876-1879 arasında yaklaşık üç yıl boyunca İtalya’da yaşadı. İstanbul’a döndüğünde iki defa evlendi fakat 1894’te ülkede patlak veren, kimi kaynaklarda Hamidiye Katliamları olarak anılan kanlı olaylar nedeniyle Odessa’ya göç etti. Yedi yıl burada yaşadıktan sonra İstanbul’a geri dönen ressam, 14 Şubat 1906 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Ayşe Durukan, “Givanian: İstanbul Ressamı Sanal Müzede”, Bianet, 25.07.2006, https://m.bianet.org/bianet/kultur/82752-givanian-istanbul-ressami-sanal-muzede [24.04.2021].
Levon Panos Dabağyan, Sanat Dünyamızda Ermeniler (İstanbul: Yedirenk Yayınları, 2012), 423-424.
Mayda Saris, Bir İstanbul Ressamı Mıgırdiç Civanyan, çev. Sylvia Zeybekoğlu (İstanbul: Portakal Sanat Yayınları, 2006).