+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1912’de Stockholm’de düzenlenen Olimpiyat Oyunları’na gönderdiği iki sporcusundan Vahram Haret Papazyan, Bebekli bir gazete satıcısının oğluydu. 1893’te dünyaya gelmiş, atletizm alanında sayılabilecek ilk tecrübelerini her gün Bebek-Babıali-Bebek arasında koşarak elde etmişti. Bu güzergahı tercih etmesinin nedeni, erkenden çıkan gazeteleri alıp Bebek’te babasının dükkanına yetiştirebilme zorunluluğuydu.

Robert Kolej’in öğrencisi olan Papazyan, bir yandan da İstanbul’un farklı noktalarında şubeleri bulunan Ardavazt Spor Kulübü’ne devam ediyor, atletizm antrenmanlarını bu çatı altında sürdürüyordu. Selim Sırrı Bey’in (Tarcan) önderliğinde 1908’de kurulan Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti, 1912 Olimpiyat Oyunları’na katılabilmek için dönemin gazetelerine ilan vermişti. Zira ülkedeki kulüplerden sporcu seçecek bir örgütlenme henüz oluşmadığı gibi, böyle bir katılım için ortada yeterli bütçe de yoktu. İkdam ve Sabah gazetelerine “Sporseverler ve Yardımseverler Aranıyor” başlığıyla verilen ilana Robert Kolej’in iki genç öğrencisi, Mıgırdiç Mıgıryan ile Vahram Papazyan başvurdu. Oyunlara katılabilmek içinse, Ardavazt Spor Kulübü yurt çapında bir bağış kampanyası düzenledi. Bağış toplayabilmek için başvurulan yöntemlerden biri de, Arnavutköy’deki Rum Tiyatrosu’nda Fedakâr Gemici adlı bir oyunun sergilenmesiydi. Saray erkanının da katıldığı piyeste, bizzat Papazyan da oynamıştı. Toplanan yardımlarla, iki genç sporcunun Stockholm’e gitmesi sağlandı.

Atletlerin 1912 yazında Stockholm’e varışının ardından, Papazyan’ın buradaki bir anısı dikkat çekicidir: stadyum çevresinde her ulusun bayrağının dalgalandığını fakat bunlar arasında Türk bayrağının bulunmadığını gören Papazyan, hemen Büyükelçi Ahmet Bey’e gider ve Türk bayrağının Stockholm caddeleri ile stadyum çevresine asılmazsa müsabakalara katılmayacağını söyler. Bunun üzerine, Ahmet Bey’in girişimiyle kısa sürede Türk bayrakları da diğerlerinin yanına eklenirken, atletlere de kırmızı fanilaların üzerine beyaz ay yıldız dikilerek birer forma yapıldı.

Papazyan, Stockholm’de 800 ve 1500 metre yarışlarına katıldı. Ne var ki, her iki yarışı da tamamlayamadı; hatta 1954 yılında ABD’den gönderdiği bir mektubunda paylaştığı anılarında, 1500 metre yarışının son aşamasına kadar en önde gittiğini fakat çok heyecanlandığı için pistte bayıldığını anlatmıştı. Arkadaşı Mıgıryan ise dekatlon ve pentatlon yarışmaları ile disk ve gülle atma müsabakalarına katıldı. Sağ ve sol elle gülle atmada yedinci olarak Olimpiyat Oyunları Onur Kütüğü’ne ismini ilk yazdıran Osmanlı sporcusu olmayı başardı.

Osmanlı Olimpiyat Komitesi’nin Olimpiyat Oyunları’na yolladığı ilk iki atletten Vahan Papazyan, 1915 sonrasında Beyrut’a, 1922’de de Kanada’ya yerleşti. Kan0061da’da Ermeni Jimnastik Derneği’nin idaresini üstlenen milli sporcu, 70’li yıllara kadar sık sık Türkiye’ye geldi.

“Olimpiyatlarda Türkler”, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Detay/Olimpiyatlar/Olimpiyatlarda-Turkler/45/1 [01.09.2021].
Rober Koptaş, “Olimpiyat tarihinin gayri resmi sayfası”, Agos, 26.07.2012.
“Stockholm 1912 V. Yaz Olimpiyat Oyunları”, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Olimpiyat-Oyunlari-Detay/27/1 [01.09.2021

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler