Her ne kadar bir tarafının doğal sınırını Boğaziçi’nin mavilikleri sarsa da, Beşiktaş’ın eskiden içinde pek çok sporcunun yetiştiği ve önemli müsabakaların yapıldığı güzel havuzları vardı. Üstelik hepsi de Boğaz’ın buz gibi suyuyla doldurulan bu havuzlar, Ortaköy’de Lido’nun ve Yüzme İhtisas Kulübü’nün, Kuruçeşme’de Galatasaray SK’nın, Çırağan’da ise Şeref Stadı’nın havuzlarıydı.
Aslında İstanbul’da bir havuzda yüzme yarışı düzenleme geleneğinin ilk örnekleri, 1930’larda Moda Deniz Kulübü’nün havuzunda başlamış, onu Büyükdere’deki Beyazpark Havuzu takip etmişti. Ancak 30’lu yılların sonuna doğru Çırağan-Kuruçeşme hattında ardı ardına açılan havuzlar, kentin Avrupa yakasındaki yüzme antrenmanlarını ve çoğu periyodik, hatta bazıları kupalı müsabakaları Beşiktaş’ın bu sahil köylerine taşıdı.
Ekim 1937’de hizmete giren Şeref Stadı Havuzu, ömrünün sonraki döneminde daha ziyade İstanbulluların sıcak yaz günlerinde serinleyip bir arada neşeli eğlencelerine ev sahipliği yapsa da, aslında ilk yıllarında kentteki yüzme yarışlarının düzenlendiği önemli tesislerden biriydi. Olimpik gerekleri karşılamıyordu, hatta belki de sportif açıdan birçok eksiği de vardı. Ancak 1943’te Lido açık yüzme havuzu hizmete girinceye kadar, bölgedeki yegane tesis olarak amatör ve profesyonel yüzücüleri ağırlamıştı. Lido’nun açılışı ve aynı yıl kurulan İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün 1961’e kadar burada süren faaliyetleri, İstanbul’daki yüzme müsabakalarının da Ortaköy’e taşınmasını sağladı.
50’li yıllar boyunca ağırlıklı olarak Lido’nun, nadiren de Şeref Stadı’nın havuzunun yanına, 60’lı yıllarda Galatasaray SK Denizcilik Şubesi’nin Kuruçeşme’deki havuzu ve İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün Ortaköy’de taşındığı yeni tesisindeki havuzu eklendi. Artık Lido ve Şeref Stadı havuzları önemli müsabakalardan ziyade halkın eğlencelerine yönelmiş, başta Boğaziçi Kupası olmak üzere her yıl düzenlenen çeşitli yarışma ve şampiyonaların mekanı ise Ortaköy ve Kuruçeşme olmuştu.
80’li yıllarda ülkenin içine girdiği hızlı dönüşüm ve kentin turizm potansiyelini arttırma amaçlı yatırımlar, bu havuzların da adeta ömürlerinin son evrelerine girdiklerinin habercisi olmuştu. Önce Şeref Stadı ve havuzu yıkıldı, ardından İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü Ortaköy’deki tesisini terk etmek zorunda kaldı, son olarak da Kuruçeşme’deki Galatasaray Adası, üzerindeki tesisleriyle birlikte tarihe karıştı. Bu süreçte elbette kentin başka yerlerinde açık ve kapalı olimpik havuzlar açılmış, yüzme müsabakalarına devam edilmişti. Ne var ki, Beşiktaş’ın Boğaz’a nazır havuzları, içinde yetişen sporcuları ve düzenlenen büyük müsabakalarıyla birlikte kentin dönüşümüne yenik düştü. Hepsi ardı ardına kapanıp yıkılırken, yerlerine ise artık halkın içine girmeyi hayal dahi etmesi zorlaşan başka tesisler geldi.
“Dünkü yüzme müsabakaları”, Son Posta, 26.06.1939.
“Yüzme teşvik müsabakaları”, Haber, 10.07.1939.
“Dün yapılan yüzme yarışları”, Cumhuriyet, 27.08.1953.
“Mevsimin ilk yüzme yarışları dün yapıldı”, Cumhuriyet, 11.07.1954.
“Boğaziçi Kupası yüzme yarışı bugün yapılıyor”, Cumhuriyet, 28.06.1958.
“Boğaziçi Kupası yüzme yarışları bugün yapılıyor”, Milliyet, 01.08.1959.
“Sezonun ilk yüzme yarışları Şeref stadı havuzunda yapıldı”, Cumhuriyet, 26.06.1965.