+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

19. yüzyılın başı itibariyle Balmumcu Çiftliği ismiyle anılan bölge, günümüzde Harbiye, Osmanbey, Nişantaşı, Ihlamur, Fulya, Dikilitaş ve Balmumcu mahallelerini kapsayan hayli geniş bir alandı. Osmanlıların Balkanlar’da kaybettikleri topraklardan göç eden Müslümanların yerleştirilmeleri için kurulmuş, Hazine-i Hassa’ya ait bir bölgeydi. Az da olsa, bu yerleşimciler arasında Orta Anadolu’dan gelenler de vardı.

Buraya yerleştirilen göçmenlerin bir kısmı bölgede koruculuk görevi üstlenirken, diğer bir kısmına ise bağcılık, bahçecilik ve hayvancılıkla uğraşmaları için Hazine-i Hassa tarafından senetler verilmişti. Bazıları ise sarayın arabacılık ve hamallık gibi hizmet işlerinde çalışmaktaydı. Yine de, bu büyük alanda yerleşimin fazla olmadığı ve devletin çiftlik sakinlerine büyük ödemeler yapmadığı söylenebilir.

Balmumcu Çiftliği’ndeki tarımsal üretim, ağırlıklı olarak üzüm ve çilek yetiştiriciliğine dayanıyordu. Mevsimlikti ve geleneksel köy yaşamından ziyade, küçük ve dağınık kırsal birimlerin elindeydi. Buraya yerleşmiş Arnavutların öncülüğünde yetiştirilen çilekler, pazaryerlerinde halka değil, doğrudan sarayın tüketimine sunulurdu. Ta ki, II. Meşrutiyet’in ilanına kadar. II. Abdülhamid’in ardından tahta oturan V. Mehmed Reşad, şahsen zaman geçirmekten çok keyif aldığı Balmumcu Çiftliği’ni bir mesire yeri olan halka açmıştı. Reşad Ekrem Koçu’nun verdiği bilgilere göre, I. Dünya Savaşı’na kadar geçen sürede buraya yerleşen halk, yetiştirilen çileklerden doya doya yiyebiliyordu.

Çiftlik içinde bulunan Balmumcu Kasrı, I. Dünya Savaşı’nın ardından yetim kalan çocukların barınmaları ve eğitimleri için Balmumcu Darüleytamı adıyla yeniden düzenlendi ve 1928’e kadar birçok çocuğun hayata tutunmasını sağlamıştır. Çiftlik arazisinin büyük bir bölümü takip eden yıllarda orduya tahsis edildi ve Jandarma Komutanlığı bünyesinde değerlendirildi. Barbaros Bulvarı’nın tamamlanmasının ardından, burada günümüzün Balmumcu Mahallesi ortaya çıktı ve çevresinin yerleşimi hızla arttı.

Egemen Yılgür, “Son Dönem Osmanlı İstanbul’unda Kent Yoksulluğu: Balmumcu Çiftliği Örneği”, Toplum ve Bilim, s. 134 (2015): 119-155.
Reşad Ekrem Koçu, “Bebek Dalyanı”, İstanbul Ansiklopedisi, c. 4 (İstanbul: İstanbul Ansiklopedisi ve Neşriyat Kollektif Şirketi, 1960): 2058.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler