+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

İnönü Stadyumu’nun Beşiktaşlılar için yalnızca Dolmabahçe rıhtımı ile Maçka sırtları arasındaki mimari bir yapı olmadığını; çevresindeki bazı sembolik alanlar, yollar ve ritüellerle birlikte, aslında sınırları muğlak çok daha büyük bir bütünü ifade ettiğini gösteren önemli bir örnek, taraftarların “Ağaçlı Yol” dedikleri Dolmabahçe Caddesi’dir.

Eski adı Tramvay Caddesi olan ve Karaköy’den Rumelihisarı’na kadar uzanan bu sahil yolunun Dolmabahçe ile Ortaköy arasındaki kısmında, her iki cepheye dikilmiş çınar ağaçları sıralanır. İşte bu heybetli çınarlar, Akaretler Yokuşu önünden başlayıp İnönü Stadyumu’nda sona eren kısmına Ağaçlı Yol denmesinin nedenidir. Bu yol, İnönü Stadyumu’ndaki maçlara giden Beşiktaşlı çoğu taraftarın yıllardır arşınladığı, hatta başka alternatifleri olmasına karşın bilhassa kullandığı, adeta maça gitmenin ayrılmaz bir parçası gibi addettiği bir güzergahtır.

Ağaçlı Yol, İnönü Stadyumu’ndaki bir Beşiktaş maçının başlamasına bir-iki saat kala hareketlenir. Çeşitli yollarla Beşiktaş İskelesi’ne, meydana ve Köyiçi’ne gelen taraftarlar, birkaç kişilik gruplar halinde bu güzergah üzerinden Dolmabahçe’ye doğru ağır adımlarla ilerlemeye başlarlar. Ellerinde biraları, boyunlarında kaşkolları, yüzlerinde çocuksu heyecanlarıyla yavaş tempoda ilerleyen Ağaçlı Yol’un bu ilk yolcuları, muhtemelen stadyuma giren ilk taraftarlar olacaktır. Maç saati yaklaştığında ise, hem yoldaki taraftar sayısı hem de sergilenen hal ve tavırlar değişecektir.

Maçın başlama saatine bir saatten daha az bir süre kala, Ağaçlı Yol hızla kalabalıklaşır. Tükürük köftesi pişiren seyyar satıcıların sesleri, stadyum girişinde polisin bozuk paraları toplandığını hatırlatan kaşkol ve bayrak satıcılarının naralarına karışmaya başlar. Artık araç trafiği tümüyle tıkanmış, civarda gezinen turistler azalmış, ardı ardına yakılan meşalelerden çıkan dumanlar görüş mesafesini azaltmaya başlamıştır. Bir-iki saat öncesinin aksine, artık Köyiçi’nden hareket eden arkadaş grupları birkaç değil, onlarca kişilik kadrolardan oluşmaktadır. Deniz Müzesi önünden stadyuma doğru akan bu taraftar seline karışan ilk grup Akaretler Yokuşu’ndan caddeye ulaşanlar; ikinci grup ise, Ağaçlı Yol’un bu güzergahtaki yegane bağlantı yolu olan Vişneli Tekke Sokak’tan aşağı inenlerdir. Bu son grubun üyelerinin, sadece birkaç dakika önce son yudumlarını Şairler Parkı’nda alan ve artık harekete geçme vakti geldiğini fark edenler olduğu söylenebilir.

Stadyum istikametinde ilerlerken, taraftarlar arasında türlü sohbetlere tanık olunabilir. Elbette gündem Beşiktaş’ın maçıdır ama bunun dışında gündelik hayata ilişkin başka konulara kafa yoranlar da vardır. Belli aralıklarla, bu hareketli kitlenin farklı taraflarından düzenli-düzensiz tezahüratlar yükselir. Dağınık halde yürüyen onca taraftar, önce bir gruptan, sonra birkaç adım ilerideki diğer gruptan yükselen bu tezahüratlara eşlik edebilir. Az önce ezeli bir rakibe karşı küfürlü bir tezahüratı seslendirirken, birkaç dakika sonra Beşiktaş’ı ne kadar çok sevdiğini dile getiren yıllar öncesine ait başka bir tezahürata eşlik ederken bulur kendini.

Nihayet sol kolda Dolmabahçe Sarayı’nın dış duvarları sona erdiğinde, sadece birkaç adım ileride stadyum görünür ve Ağaçlı Yol’un kalabalığını oluşturan taraftarlar, maçı seyredecekleri farklı tribünlerin kapılarına doğru yönelerek dağılırlar. Tabii bir de bu yolun dönüşü var: maçın ardından Kabataş, Gümüşsuyu veya Maçka taraflarına bir işi olmayan Beşiktaşlılar, sadece birkaç saat önce yürüdükleri Ağaçlı Yol’a geri döner ve bu defa ters istikamette aynı yolda ilerlemeye başlarlar. Kimi Köyiçi’ne gidecek, kimi iskeleye dönüp karşıya geçecek, kimiyse Ortaköy’e ya da Levent’e doğru devam edecektir. Ağaçlı Yol’un dönüş faslını belirleyen tartışmasız tek bir unsur vardır: maçın sonucu. Tahmin edileceği gibi, az önce tamamlanan müsabakayı Beşiktaş kazandıysa, dönüş yolunda keyifler yerindedir. Atılan goller, sergilenen oyun, tribünlerde yaşanan eğlence ve maça ilişkin çeşitli değerlendirmeler birçok taraftarın dilindedir. Ancak sonuç istendiği gibi değilse, o zaman Beşiktaş’a doğru ağır adımlarla ilerleyen bir sessizlikten, üzüntüden ve kızgınlıktan söz etmek yanlış olmaz. Oyuncuları, teknik direktörü, hakemleri ve yöneticileri eleştiren taraftarlar, kendilerince bir çözüm arayışı içinde, artık bir sonraki maçı ve yeniden Ağaçlı Yol’a dönecekleri günü düşünerek ulu çınarların hışırtısı içinde Beşiktaş’a varırlar.

Alen Markaryan’la 20 Nisan 2021 tarihinde Gayrettepe’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler