+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Beşiktaş tribünlerinden, genellikle işlerin pek de yolunda gitmediği dönemlerde bir tezahürat yükselir:

Başın öne eğilmesin,
Aldırma Kartal aldırma…

Sabahattin Ali’nin 1933’te Sinop Cezaevi’nde hükümlü olduğu dönem kaleme aldığı Aldırma Gönül adlı şiirinden uyarlanan bu tezahüratın kökleri, Beşiktaş JK futbol takımının başarıya hasret kaldığı 70’li yıllara dayanıyordu. Şiir, ilk olarak 1976’da müzisyen Kerem Güney tarafından bestelenmiş fakat 1977’de Edip Akbayram’ın şarkıyı yeniden yorumlamasıyla ün kazanmıştı. Bu yıllar, tam da Beşiktaş’ın mali sorunlarla boğuştuğu ve ligin zirvesinden uzak kaldığı yıllardı.

Beşiktaşlı taraftarların bu şiiri/şarkıyı bir tezahürata dönüştürmesinin tek gerekçesi sahada mücadele eden takımlarının başarısızlığı değil, spor tarihi ve sosyolojisi alanında çalışan bazı akademisyenlere göre Beşiktaş’ın üç İstanbul kulübü arasında tek solcu taraftar kitlesine sahip olmasıydı. Zaten eser, komünistlikle suçlanan, Turancılarla mücadele eden ve bir milliyetçi tarafından öldürülen Sabahattin Ali’ye aitti. Üstelik dönemin Beşiktaş’ı da, iki ezeli rakibine kıyasla hem maddi güç hem de sportif başarı açısından geride kalmıştı. Tezahüratın sözleri, biraz da bu geride kalmışlığa, eşitsizliğe ve haksızlığa vurgu yapıyordu:

Başın öne eğilmesin,
Aldırma Kartal aldırma,
En büyük sen değil misin?
Aldırma Kartal aldırma.

Sendeki bu büyük taraftar,
Bir gün ağlar, bir gün coşar,
Seni bu sesler oyalar,
Aldırma Kartal aldırma.

Yenilsen de bazı bazı,
Taraftarın buna razı,
Çekeceğiz bu nazı,
Aldırma Kartal aldırma.

Başta Ertuğrul Dilek,
Hakemlerin hepsi dönek,
Bu çile elbet bitecek,
Aldırma Kartal aldırma.

Tezahüratın sözleri arasında kulakları çınlatılan Ertuğrul Dilek, 12 Şubat 1978’de Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynanan ve siyah beyazlıların elendiği bir Türkiye Kupası maçının hakemiydi. Maçın yönetiminde yaptığı hatalar, taraftarlarca bu sözlerde dile getirildi. Yıllar içindeyse tezahüratın bu bölümü silinip gitti.

1980’lerin ilk yarısında gelen şampiyonluklar, ardından Özkaynak Düzeni’nin sağladığı başarı ve herkesin imrenerek takip ettiği bir “kolej takımına” dönüşüm, bu tezahüratın da bir süreliğine unutulmasını sağladı. Ne de olsa çekilen çileler bitmiş, mağlubiyetler unutulmuş, aldırmayacak bir durum kalmamıştı. Ancak Beşiktaş taraftarı mazisini unutmadı. 2000’li yıllarda, adeta geçmişe bir gönderme yaparcasına, çeyrek asır önce üretilmiş bu tezahürat, içeriğinde yapılan ufak tefek değişikliklerle zaman zaman İnönü Stadyumu’nun tribünlerinden yankılanmaya devam etti. Tıpkı yenilenmek üzere yıkılmadan evvel, son maçın oynandığı 11 Mayıs 2013 akşamı olduğu gibi…

Burak Özçetin, Ömer Turan, “Kahire’den İstanbul’a: Futbol, Siyaset ve Toplumsal Hareketler”, Mülkiye Dergisi, s. 39 (2015): 115-146.
Mümtaz Soysal, “Aldırma Kartal, Aldırma”, Milliyet, 25.05.1988.
Kaşif Töre, “Aldırma Kartal”, Cumhuriyet, 02.12.1993.
Tanıl Bora, “Mersiye olarak bir Çarşı!”, Radikal, 04.06.2008.
Tayfun Er, “Bazı goller unutulmaz”, Takvim, 02.02.2017.
“Başın Öne Eğilmesin Aldırma Kartal Aldırma”, Vatan, 21.04.2017.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler