+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Türkiye’nin futbol tarihiyle ilgili araştırmalarda sık sık Eskişehirli ünlü amigo Orhan Erpek’le karıştırılan, Beşiktaş JK’nın 40’lı yılların ortasından 80’li yıllarına kadar nam salan, hatta zaman zaman karıştığı sansasyonel olaylarla ön plana çıkan amigosu Orhan Muammer Tatlıdil, 1927’de Türkali mahallesinde doğdu.

1968 sonunda Abdülkadir Yücelman’a verdiği ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan röportajında aktardığı bilgilere göre, “doğuştan” Beşiktaşlıydı ve 1943’te arkadaşlarıyla birlikte Beşiktaş tribünlerinde boy göstererek Türkiye’de amigoluk kurumunun öncüsü olmuşlardı. Kafa Sabahattin, Fiyakalı Sedat, Hazım ve Ferman, amigoluk yıllarının başında kol kola yürüdüğünü söylediği arkadaşlarından birkaçıydı. Amigo Orhan, yıllar boyunca saha içinde ve dışında türlü olaylara karışmış, kimilerinde yakalanıp yargılanmış kimilerindeyse farklı sürelerde hüküm giymişti. Dolmabahçe’deki maçlara, Şeref Stadı’ndaki idmanlara ve deplasman yolculuklarına giden taraftarlar onu tribünlerden, bazen de bir hışımla girdiği sahanın içinden tanıyor; futbolla pek ilgisi olmayanlarsa, karıştığı olaylar sayesinde gazetelere yansıyan haberlerden.

Amigo Orhan, kendi deyimiyle, takımın menajeri gibi davranır, hatta transferde yönetimden daha fazla çalışır, “yola gelmeyeni yola getirirdi.” Hafızalarda yer eden ilk vukuatlarından biri, 1957-1958 sezonunda Beşiktaş JK futbol takımının teknik direktörlüğünü yapan Leandro Remondini’yi kafasından yaralamasıydı. Orhan’ın tribünden sahaya fırlattığı şişenin nedeniyse, taraftarların Ahmet’i ileride Metin’i ise geride oynatmasını tavsiye etmelerine rağmen İtalyan hocanın bu “tavsiyeyi” dinlememesi ve Beşiktaş’ın Fenerbahçe’ye yenilmesiydi.

Yine 50’li yılların sonunda futbolculardan Ahmet Berman’la soyunma odasında yumruk yumruğa kavga eden, 1969’da Beşiktaş’ın Ankaragücü’ne 3-2 yenildiği maçta sahaya atlayarak yan hakem Necmi Temizel’e kafa atan, 1982’de Beşiktaş-Aston Villa maçında güvenlik güçlerine “pasif direniş” gösteren, 1985’te ise Şeref Stadı’ndaki bir antrenmanda kendisine verdiği çiçeği kabul etmeyen teknik direktör Branko Stankoviç’le kavga eden Amigo Orhan, “uzun Beşiktaş kariyerinde” bunlar gibi daha pek çok olaya karıştı. Ona göre, önemli olan tek şey Beşiktaş’tı ve kimi hüzünden kimiyse mutluluktan karıştığı bu olaylar hep “Beşiktaş’ın başarısı” içindi.

Zaman zaman Türk Milli Takımı’nın maçlarında da boy gösteren Amigo Orhan, 80’li yıllarda gitgide Beşiktaş tribünlerinden uzaklaştı. Ne de olsa artık yaşı ilerlemiş ve stadyumlardaki görevini genç amigolar Cengiz ve Şeref’e devretmişti. Ne var ki, yıllar sonra 30 Nisan 1997 günü yeniden ortaya çıktı. Türkiye-Belçika arasında Ali Sami Yen Stadyumu’nda oynanan FİFA Dünya Kupası eleme maçının ardından, Türk Milli Takımı teknik direktörü Mustafa Denizli’ye saldırdı. Soyunma odasından çıkan teknik heyet ve futbolcuların gözleri önünde Denizli’ye kafa atan Orhan, gençlik yıllarında gazetelerin sayfalarına yansıyan vukuatlarının ötesine geçerek, bu defa yarattığı sansasyonla televizyon ekranlarından milyonlara ulaşmayı başardı. Artık emeklilik çağına gelse de, aradan geçen yıllara rağmen belli ki tepkisini dile getirme yöntemlerinde bir değişiklik olmamıştı.

Abdülkadir Yücelman, “Amigo Orhan mı? Amigo Orhan benim”, Cumhuriyet, 29.12.1968.
İlker Ateş, “Beşiktaş Soyunma Odasında Amigo Orhan Dövüldü…”, Milliyet, 03.12.1972.
Oğuz Tongsir, “Amigo, Adanır’a saldırdı”, Milliyet, 05.08.1973.
“Beşiktaş’ın amigosu Orhan İstanbul sporseverlerini birlik olmaya çağırdı”, Milliyet, 09.04.1975.
İlker Ateş, “Beşiktaş’ın Amigosu Orhan, sporseverlere veda etti”, Milliyet, 29.05.1975.
“Beşiktaş’ın 40 yıllık amigosu Orhan yeniden tribüne çıktı”, Milliyet, 16.11.1981.
“Amigo Orhan, Stankoviç’e saldırdı”, Milliyet, 16.03.1985.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler