+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

İnönü Stadyumu’nun 60’lı ve 70’li yıllarında, tribünlerde taraftarlar arasında sıkça kullanılan bir deyim vardı: “Bir popoluk yer aç.” Henüz tribünlerde kişiye özel koltuk dizilerinin olmadığı bu dönemde, seyircilerin beton bloklar üzerine oturabilmesi için, tıpkı parklardaki banklar gibi uzun ve kalın ahşap parçalar diziliydi. Aslında bu sıraların arkasında, oturulması öngörülen her yer için birer numara da yazılıydı ama özellikle 70’li yıllar itibariyle, hele büyük maçlarda, tribünde oturan taraftar bulmak artık pek mümkün değildi.

Taraftarların bu uzun ahşap parçalar üzerinde yan yana sıralandığı 60’lı yılların maçlarında, günümüzdeki durumu andırırcasına, herkes bilet numarasına göre kendine ayrılmış yere oturmuyor, zaman zaman boş bulduğu ve sahayı rahatça görebileceği bir yere sıkışmaya çalışıyordu. Bu tür durumlarda, sonradan gelen bir taraftar kendisinden önce gelip aynı blokta oturan diğer birinden, kendisinin de o sıraya oturabilmesi için “bir popoluk yer açmasını” rica ediyor ve böylece herkes sağa ya da sola doğru “birer popo” ölçüsünde yer değiştiriyordu. Ardı ardına tribüne gelen taraftalar birbirilerinden bu ölçüde sağa ya da sola doğru kaymalarını rica ettikçe, muhtemelen pek çoğu ilk oturduğu yerden hayli uzakta bir başka bir yere kadar gidiyor ve maçı oradan takip ediyordu. Bu talep ve ona verilen olumlu yanıt, malum o dönemde taraftarlar arasında karşılıklı bir anlayışın ve dayanışmanın göstergesiydi.

Günümüzde de İnönü Stadyumu’nun tribünlerinde pek çok taraftar kendisine tahsis edilen yerden maçı seyretmek yerine boş bulduğu herhangi bir yere sıkışmaya çalışıyor. Kendi koltuk numarasına riayet etmek bir yana, artık stadyumdaki herhangi bir koltuğa oturan taraftar dahi bulmak zor. Yine de, Beşiktaşlı taraftarlar için bir maç gününün esas unsurunun bir şekilde o stadyumun içine girebilmek ve biraz arayış, biraz da çevreden ricayla kendisine herhangi bir yer bulabilmek olduğu, bunun da 50’li ve 60’lı yıllardan miras kalan bu “bir popoluk yer açma” geleneğine dayandığını söylemek yanlış olmaz.

Şeref Yılmaz’la 13 Ocak 2022 tarihinde Şişli’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.