+90 (212) 347 24 25

KÖFTELER, PİDELER, KAŞAR EKMEKLER
Benim de anlatacaklarım var!

Eskiden stadyumlar, günümüzde olduğu gibi şık görünümlü lokantalar ve kafeteryalarla, hatta bunların işletmesini üstlenen “zincir yeme içme markalarıyla” dolu değildi. Onların yerine, tribünlerin koridorlarına dağılmış daha mütevazı görünümlü büfeler ile kollarındaki sepetlerde ayaküstü yenebilecek ürünler satan seyyar satıcılar vardı.

Aslında bir stadyumun yeme içme hizmetleri henüz içeri girmeden evvel başlardı. Maç günleri erken saatlerden itibaren Dolmabahçe Caddesi üzerinde, Gümüşsuyu Parkı çevresinde, Maçka Parkı’nın girişinde, kısacası stadyuma ulaşan neredeyse her yolun üzerinde köfteler ve sucuklar pişmeye başlar; bunlara yer yer simitçiler, pideciler ve Arnavut ciğeri ya da peynirli soğuk sandviç satanlar eşlik ederdi. Stada yaklaştıkça bunların kokuları birbirine karışır, her satıcının çevresinde yiyeceğini almayı bekleyen taraftarlar öbeklenirdi. “Tükürük köftesi” ismiyle anılan bu minik köfteler, çoğunlukla yarım ekmek içine dizilir ve maydanozlu soğanla birleşerek keyifle mideye indirilirdi. Kentin, mekanın ve yaşamın hızlı dönüşümüne ve kitle iletişim araçlarıyla edinilen/öğretilen “yeni geleneklere” rağmen, tükürük köfteleri ile onların satıcıları günümüzde hâlâ stadyum çevrelerinde yaşamaya devam ediyorlar.

Dışarıda durum böyleyken, stadyumun içindeyse aradan geçen yıllar çok şeyi aldı götürdü. Eskiden tribünlerin arkasında, onları birbirine bağlayan yarı açık koridorlar boyunca büfeler sıralanırdı. Çok büyük olmayan fakat içinde en az iki üç çalışanın görev yaptığı bu büfeler, maçlardan önce fakat en çok da devre aralarında kalabalıklaşırdı. Ama nasıl bir kalabalık? Sıraya girmenin pek mümkün olmadığı, büfenin duvara bitişik tarafı hariç üç yanından uzanan paralar ve karşılığında alınan/alınamayan ürünlerle para üstlerinin birbirine karışan alışveriş trafiği içinde 15 dakikalık ara hızla geçip giderdi. Bu büfelerde de, tıpkı dışarıdakiler gibi köfteler, sucuklar, sosisler ekmek arasına konur, alkolsüz içeceklerle birlikte satılırdı. Lezzeti de, doyuruculuğu da tatminkardı.

Bir de maç sırasında, çoğu bu büfelerden aldıkları ürünleri kollarına taktıkları sepetlerde taraftarların ayağına getiren seyyar satıcılar vardı. Bu satıcıların sepetlerinde, sıcak sandviçlerden ziyade ya çekirdek, fıstık, kek, gofret gibi ambalajlı ürünler ya da bağırmaktan boğazı kurumuş taraftarların imdadına yetişen şişe sular satılırdı. Seyyar sepetlerde gezen en doyurucu yiyecekler ise, kuşkusuz kaşar ekmekler ve soğuk pidelerdi. Satıcılarının “kaşar ekmek, pide, ayran, meysuuu!” bağırışlarıyla belleklerde kalan lezzetler…

Fuat Uygun’la 5 Ocak 2021’de İstanbul’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Fotoğraflar, Belgeler, Kupürler