+90 (212) 347 24 25

Benim de anlatacaklarım var!

Kabataş Mekteb-i İdadisi, II. Abdülhamid’in fermanıyla 1908’de Kabataş’taki Esma Sultan Konağı’nda kuruldu. Daha önce bu konakta, Şubat 1908’de kapatılan Aşiret Mekteb-i Hümayunu vardı ve 1892’den beri Arap aşiretlerinin çocuklarına sarayın himayesi altında özel bir eğitim veriliyordu. Kabataş Mekteb-i İdadasi, kurucu müdür olarak atanan Aynizade Hasan Tahsin Bey’in çalışmalarının ardından 18 Nisan 1908 günü 7 sınıfta 256 öğrencisiyle eğitim faaliyetlerine başladı. İlk mezunlarını ise bundan 2 sene sonra verdi. Bu öğrencilerin mezun oldukları 1909-1910 Eğitim Yılı’na ait bir çizelgeye göre, Kabataş Mekteb-i İdadisi’nde henüz yatılı öğrenci bulunmuyor, 514 gündüzlü öğrenciden oluşan toplam mevcudun 485’ini Müslüman, 29’unu gayrimüslim çocuklar teşkil ediyordu. Velilerin mesleki dağılımında ise memurların ve subayların dikkat çekici bir ağırlığı vardı.

Okulun kurucusu Aynizade Hasan Tahsin Bey’in 1908’de Ticaret Mektebi Müdürlüğü’ne tayinin ardından, Cumhuriyet’in ilanına kadar sırasıyla Lütfü (Emiroğlu) Bey (1908-1911), Hüseyin (Mazım) Bey (1911-1914), Sait (Erkol) Bey (1914-1917) ve Abdülkerim (Nadir) Bey (1917-1922) okulun yöneticiliğini üstlendi. Lütfü Bey’in müdürlüğü sırasında Balkan Savaşları başladı ve okulun pek çok öğretmen ve öğrencisi, tıpkı Vefa, Mercan ve Üsküdar İdadilerinin öğrencileri gibi cepheye sevk edildi. Savaşın ardından, pek çok öğretmeni ve öğrencisi geri dönmeyen okulun armasındaki kırmızı beyaz renkler, 7 Mart 1913 günü alınan kararla kırmızı siyah olarak değiştirildi. Siyah renk, hem savaşın ardından tutulan yası hem de saygıyı ve cesareti simgeliyordu.

1913’te Maarif Vekaleti tarafından alınan kararla, ülkedeki idadiler sultanilere dönüştürüldü ve Kabataş Mekteb-i İdadisi 12 şubeden oluşan ilkokul sınıflarını açarak Kabataş Sultanisi ismini aldı. Zaten 1909-1913 aralığında yalnızca 39 öğrencisini mezun edebilmişti. Sultani statüsüne geçilen 1913-1914 Eğitim Yılı’na 275 öğrenciyle başlansa da, bu defa I. Dünya Savaşı nedeniyle öğrenciler yeniden silahaltına alındı ve okul bu eğitim yılının sonunda hiç mezun veremedi. Okulun tarihini kayıt altına alan Saadet Irmak’ın paylaştığı verilere göre, Kabataş Sultanisi 1914-1919 aralığında yılda ortalama sadece 3 öğrencisini mezun edebilmişti.

Mondros Mütarekesi’nin ardından İstanbul İtilaf Devletleri tarafından işgal edilince, kentteki pek çok yapıya el konuldu. Kabataş Sultanisi’nin bulunduğu Esma Sultan Konağı’na müdahale edilmedi ama binaları işgal edilen Nişantaşı ve Beşiktaş Sultanilerinin öğrencileri mecburen Kabataş Sultanisi’ne nakledildi. Bu olağanüstü durum karşısında, okul mecburen yatılı hale getirildi. 1920-1923 aralığında okuldan yalnızca 5 öğrenci mezun olabildi.

Savaş yıllarının zorlu koşulları altında hem yatılı hem de gündüzlü eğitimin devam ettiği okul, Cumhuriyet’in ilanının ardından bu defa sultanilerin kaldırılmasıyla Kabataş Erkek Lisesi’ne dönüştü ve 1923-1924 Eğitim Yılı’na ilk, orta ve lise seviyelerinde toplam 404 öğrenciyle başladı. Bu dönemde okulun müdürü, 1922’de görevi devralan ve 1931’e kadar sürdüren Edip (Ergun) Bey’di. 1925-1926 Eğitim Yılı’nda ilköğretim kısmının kapatılıp, ortaokul ve lise sınıflarının kontenjanlarının arttırılması kararlaştırıldı. Okulun, Kabataş’taki Esma Sultan Konağı’nda geçirdiği son eğitim yılı olan 1926-1927’de, 58 öğrenci buradan mezun olmayı başarmıştı.

Kabataşlılar, 1928’de artık bir daha ayrılmayacakları Ortaköy’deki Feriye Saraylarına taşındılar. Böylece Beşiktaş ilçesinin daha da merkezi bir noktasına ve yıllarca yetiştirecekleri sporcularla önemli katkılar sunacakları Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün hemen yanı başına geldiler. Zaten kuruluşu itibariyle hem bireysel hem de takım halinde yapılan spor dallarına büyük önem verilen, mektepler arası turnuvalar ve spor müsamerelerinde pek çok birincilik kazanan okul, 1932 yılında modern bir spor salonu da inşa etmişti. Aynı yıl göreve gelen okul müdürü Nuri Onur’un ve beden eğitimi öğretmeni Hamdi Sanver’in çabalarıyla hayat bulan bu salon, yıllarca Kabataşlı öğrencilerin yanında, Beşiktaş JK ile diğer kulüplerin sporcularının da antrenman yaptıkları önemli bir mekan oldu.

Kabataş Erkek Lisesi 1934’te yatılı kısmını kapatıp bu statüdeki tüm öğrencilerini yeni açılan Haydarpaşa Lisesi’ne nakletse de, Anadolu’dan gelen taleplere fazla karşı koyamadı ve 1939’da yatılı kısmını yeniden açtı. Ancak öğrenci fazlalığı ve II. Dünya Savaşı’nın koşulları, okulun lise düzeyi eğitimi sürdürmesini zorlaştırmaya başlamıştı. Bunun üzerine, 1941-1942 Eğitim Yılı itibariyle ortaokul sınıflarının teker teker kapatılması ve lise düzeyindeki eğitime güçlü şekilde devam edilmesi kararlaştırıldı. Kabataş Erkek Lisesi, 1940’larda kentteki en gözde liselerden biri olmuştu. Ortaokulu tamamlayan öğrencilerin velileri, eğer çocuklarını bir koleje göndermeyeceklerse, onları ya Galatasaray Lisesi’ne ya da Kabataş Erkek Lisesi’ne yazdırmaya çalışıyorlardı.

Okulun 50’li yıllarının büyük bir bölümü Faik Dranaz’ın müdüriyeti altında geçti. Bu dönemde okul tesisleri baştan aşağı yenilendi, laboratuvarlardan yemekhaneye kadar pek çok bölüm elden geçirildi ve 1940’ların sonunda bozulmaya başladığı ileri sürülen düzen ve disiplin yeniden sağlandı. Okulun eğitimci kadrosu güçlendirilirken, sporun yanında kültürel ve sanatsal faaliyetler daha da çeşitlendi. Dranaz’ın ardından okulun müdürlüğünü üstlenen Adnan Dinçer ise bu görevi 1958’den 1974’e kadar sürdürdü. Bu dönem, Türkiye’de siyasal bilincin ve hareketliliğin yükseldiği, gençlerin ve öğrencilerin 1980’e kadar sokakta daha fazla görünür olduğu yıllardı. Kabataş Erkek Lisesi, 70’li yıllarda hem solcu hem de ülkücü öğrencileri çatısı altında okuturken, farklı fraksiyonlar altında örgütlenen Kabataşlıları, bu dönemde kentteki pek çok gösteride, yürüyüşte, mitingde görmek mümkündü.

Kuruluşundan bu yana 110 yıldan uzun bir ömrü geride bırakan Kabataş Erkek Lisesi, bu süre boyunca kimi İstanbullu kimi Anadolulu nice çocuğa kucak açtı. Özellikle yatılı öğrencileri, yıllar boyu adeta birer sakini oldukları Ortaköy’ün, Çırağan’ın, Köyiçi’nin yaşadığı değişimlere doğrudan tanıklık etti. Okul, öğrencilerini Boğaz’a nazır çatısı altında hayata kazandırırken, pek çok bilim insanı, edebiyatçı, sanatçı, sporcu, gazeteci yetiştirdi. Bu okulun mezunları toplumsal, siyasal ve iktisadi yaşamda önemli yerlere geldi ve karar alıcı, belirleyici, ciddi sorumluluklar gerektiren roller üstlendi. Kabataş Erkek Lisesi, nice Beşiktaşlı çocuğun mezun olduğu bir okul olduğu gibi, nicelerini de erken yaşlarında Beşiktaş’la tanıştıran, onları birer Beşiktaşlı yapan sıcak bir yuva oldu.

Saadet Irmak, Bahçesinde Deniz Olan Okul 100 Yıllık Eğitim Çınarı Kabataş Erkek Lisesi (İstanbul: Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı, 2008).
Bayram Kodaman, “Aşiret Mekteb-i Hümayunu”, Türk İslam Ansiklopedisi, Cilt 4, (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1991): 9-11.
Turan Okar’la 22 Şubat 2018 tarihinde Ortaköy’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Süha Karamanoğlu’yla 17 Eylül 2020 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Feridun Aybars’la 9 Haziran 2021 tarihinde Zekeriyaköy’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rengigül Ural’la 15 Haziran 2021 tarihinde Suadiye’de yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Fahri Aral’la 18 Haziran 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.
Rıdvan Akar’la 10 Ağustos 2021 tarihinde Balmumcu’da yapılan sözlü tarih görüşmesi.

Anılar, Filmler, Görüntüler